FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

2012 DÜNYA ŞİİR GÜNÜ’NDE SÖYLEDİKLERİM.

2012 DÜNYA ŞİİR GÜNÜ’NDE SÖYLEDİKLERİM.

Şiir ilk sözüdür insanın.

Dilin en olgun halidir. Kalbin ve düşüncenin de.

Bu olgunluk her çağda daha kızıllaşarak, ateşi yeniden keşfedeceğimiz günlere doğru

büyüyor, genişliyor.

 

Şair varlığını şiirde keşfeden insandır. Şairi şiirinden ayıramazsınız. Şiiri de hayattan.

Çamaşırcılar dünyaya aittir tıpkı maden işçileri, tıpkı, altıpatlar çıkmazı gibi… Çağımın bütün sesleri ruhumdan geçiyor ve ben yeni bir ses veriyorum onlara, diledikleri gibi renklendirsinler kelimelerin dünyasını her okuyanın kalbini öperken… bir gemi yapıyorum adına eski bir şairin ‘ölüm’ dediği hani; ‘artık demir almak günü gelmişse zamandan’ istemiyorum gemiyi ölümlendirmek ve gemiye ‘hayat’ dediğim zaman hoş geliyor bana yenilenmiyor ne gemi ne hayat sadece gemi her şey olabilme yeteneğini koruyor bir değişkenlik olarak denize karşı… yani kısaca; rüzgârları ipekten bir göğün ardında öylece duruyorum ömrüm sözcüklerle tıka basa dolu.

 

Ama hep benim sesimi söylüyor şu badem çiçeklerinin rengini tanıyan karaelmas kuyularına… Tarihin her anından sorumlu sözcüklerim; yaşamım kendinden sorumlu ve kedilerin hepsi yaşamın kendisi kadar ayrılabilir kuşlardan.

 

Şiir ve edebiyatın her dalı halkın sesini verir bize bütün içtenliğiyle her çağda…

Yaşar Kemal, Cervantes gibi unutulmaz bir miras bırakmıştır yeryüzüne. Feodal düzenin içinde öldürülmeye çalışılan insan onurunu koruyan, kimseye teslim etmeyen ve sevebilme hakkını yaşatmaya kararlı bir halkın onurlu kişiliğini; Çukurova’dan yükselen eşkıya çığlığını tüm dünyaya duyurmuştur. Bu sanatçı duruşudur işte.

 

Tıpkı, ‘suç’un bir insanın vicdanında nasıl hızla bir ‘ceza’ya dönüştüğünü bu evrensel gerçeği bize gösteren; ‘suç’la hem bireysel hem de toplumsal bağlamda yüzleşmemizi, içtenlikle yüzleşmemizi sağlayan Dostoyevski gibi…

Ben nerde miyim? Selim Işık’ın peşinde tabi… Her sanat dalının içinde şiirsel bir başkaldırı hep vardır çünkü…

 

Çünkü, bu dünyaya bir düzen değil düzensizliğin güzelliğini keşfeden bir ses gerek. Ben şiirde o sesi her an bulup yitirenim; bitmiyor, hiçbir şiir bitmiş şiir değildir. Şiir bitmez, dirim gibi; benim bir yaşam anlayışım varsa o şiirimdir; yani ‘sonsuz ve öbürü’ dediği işte şairin.

“Gördünüz mü…” diyorum ben de.

Kalbinizi şiirle kucaklıyorum.

 

Yelda Karataş

Yelda Karataş

Tüm Yazıları