Annem beni
büyük patlamadan kalan
fırtına sütüyle besledi.
Çok zayıftım, çok cılız,
annem beni gökgürültüsüyle,
şimşekle, yıldırımla besledi.
Yalınayaktım,
kayalıklı yamaçları giydirdi ayağıma.
Dikenden döşeğimle,
beledi bozkırlara.
Annem pişmiş kilden bir kadındı;
topraktan memesi vardı, derelerden sütü.
Beni emzirdi, fırlattı yaşama.
Bir baktım yanımdaydı, bir baktım yok.
Annem beni sonbahar yapraklarına gönderdi.
Annem beni…
Ben annemi…