Diyorlar ki Afrika kıtası bu hızla bizi itmeye devam ederse 65 milyon yıl sonra Akdeniz yok olacak. Benim anladığım şu: Bir zamanlar Anadolu’yu oluşturan o levhanın hareketleri bir gün onu yok edecek.
Var oluş sürecimize bakarsanız Anadolu, ilk çocukları olan dağları, volkanları sanki daha dün doğurmuş gibi. Oysa hala devam eden 4. Jeolojik Zaman’da evrimimiz de sürüyor.
Volkanların etrafında oluşan verimli topraklar ve maden yatakları, “Bereketli Hilal”de ve çevresinde yerleşimleri arttırırken onlardan geri kalanlar bizim payımıza bile düştü. Bizim nasıl koruduğumuz ayrı konu elbette, korumayı bilseydik nasıl yapacağımızı da bilirdik/uygulardık.
Neredeyse kırk yıldır gittiğim bölgede doğrudan yitirdiğim bir can ya da gidenlerin yanında lafı olmasa da ben de anılarımı kaybettim. Kahta Kalesi’nde dayanıp hayal kurduğum duvar, Habib-i Neccar’da içime dolan ferahlık hissi, Affan Kahvesi’nde Haytalı’nın tadı, Adıyaman Ulu Camii’ne çok yakıştığını düşündüğüm üçgen alınlık, Gaziantep Kalesi’nden Kurtuluş Camii’ne kuş olup uçma istediğim yok oldu.
Harran’da “onlara bir şey olmaz” diye düşündüğüm konik kubbelerin bazısı, Karakuş’ta kardeş katlinin acısını taşıyan sütun da yok. Kaybolmayı sevdiğim sokaklardaki evler de gitti. Oysa portakal ve limon kokulu avlularında ne hikayeler dinledim yıllarca. Bin bir bitkiyle bezeli Amanos Dağları ile bereketli Amik Ovası’nı gözleyen Darb-ı Sak Kalesi’nde Issos Savaşı öncesi İskender’i yenmek için taktik planlayan Darius’un sesi kulaklarımda hala.

Biliyorum, yıkılan yapılar değil, hayatlar… Yıkılan tarihi eserler değil, geçmişimiz… Biliyorum, kırılan fay değil, umutlarımız, geleceğimiz…
Gene biliyorum ki biz her şeye rağmen yükseleceğiz yeniden… Enkazların tozunu tülbentlerimizin ucundan akıttığımız gözyaşlarımızla yıkayacağız. Hayatları da geçmişimizin tanıklarını da dokunarak iyileştireceğiz. Kaç kere yıkıldı o topraklar, kaç kere yeniden yapıldı. Sıra madem bize geldi, o zaman biz yapacağız. Baharla beraber…
Ayşe Bayvas
Fethiye, 06.03.2023