DEĞERLİ DOSTLAR,
Dergimiz bu sıcak yaz günlerinde pişmemek için, tatile giriyor. Temmuz, Ağustos dinleneceğiz.
Ve biz döneceğiz, sorularımızla birlikte, yanıtlarımızı durmadan yenileyerek.
Turgut Uyar Ödülleri’ni vermeyi sürdüreceğiz önümüzdeki kış günlerinde, şiirin güneşini kalbimizde taşıyarak.
Eylül’de buluşmak üzere.
Sevgiyle
Yelda Karataş
BİR YAZI ANLAMAK
Kışsa,
Zordur bir yazı anlamak.
Gerçekten kurtulamadım o yaz gününden
Papatya, frengi ve haritalar
Suskunluk, uzay ve bütün öbür şeyler
Kim nasıl tanıyorsa beni, öyleydim işte.
Sağ tarafımda deniz, solumda rüzgâr,
Aldığım son solukla.
Kıvılcım gibiydim, cigaraydım
Olur olmaz şeyleri
Ve eski yalıları yakmaya
Tanıdığım hiç kimse
İstemiyordu sorulmasını
Geldiği ülkenin.
Sen sor haziran
Duruldum
Sonraları Selanikli bir kadının elinden
Bildiğimiz rakıyı içtim
O ne günler, güneşler
O ne şarkılardı
Selânik kaç para,
İstanbul umurumda mı?
Bir zamanlar
Bir çocuk olduğum geçti aklımdan
O da çocuktu bir zamanlar
Bir yazı anlamak
Zordur ve anlamlıdır
Bana kalırsa
En saygın işidir bir kişinin.
Çünkü güneş ve kalın mavi
İnsana hiçbir şey hatırlatmaz
Öyle ki toparlar hayatın kalbini
Ve o zaman
Çökelir yaz
Tutarak kendi kalbini
Umutlar sarıya bırakır kendini
Gül uzar, karanfil kokar
O zaman sorarım,
Şimdi mi?
Ve biz
Bir yazı o zaman anlarız belki.
Turgut Uyar