Eşimin görevi nedeniyle geçici olarak bulunduğumuz evimizde bir gün ansızın sen “Artık oynamıyorum” diyerek, tek tek basarak, bade süzerek havlu attın atmasına da kirlenen havlular nasıl yıkanacak hiç düşünmedin…
Bir gün halinden anlayan genç bir adam geldi “Çekilin ben doktorum” yok o öyle değil, teknik servisim dedi… Dedi demesine de bir baktı ki ‘bunun kafası atmış beyni yanmış’, eee bre makine senin kafan atarsa benim de kafamın tası atar bunu hiç düşünmedin sanırım…
Yeni bir beyin nakli için epey bekledikten sonra bir de ne görelim sen motorunu da yakmışsın, senin yerinde olsam hiç gözüme gözükmem…
Öyle böyle derken günler geçti, benim de kirli çamaşırlarla imtihanım süregelirken artık eskisinin hükmü kalmadığına oy birliğiyle karar verdim. Daha yenimsi bir arkadaşı eve alıp baş tacı yapacaktım ki; o ne düğmesi çalışmıyor, sakin ol şampiyon sen yenisin şöylesin böylesin, yok! Nuh diyor peygamber demiyor, tık yok şimdi doktorun asistanını dört gözle bekliyorum…
Eveettt sonunda hasret kaldığım o sesi duymaya başladım, akıp giden bir melodinin notaları gibi ruhuma ilaç olan ses evet o ses, bir sağa bir sola dönen kazan sesi…
Gelsin çamaşırlar. Sizinkileri de gönderebilirsiniz…