FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

Depremin Çocuklar Üzerindeki Etkileri.. Çocuklara Nasıl Yardımcı Olabiliriz?  

Depremin Çocuklar Üzerindeki Etkileri.. Çocuklara Nasıl Yardımcı Olabiliriz?  

Yıllardır birçok depremin yaşandığı ve son olarak da 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremde, UNICEF verilerine göre, Türkiye ve Suriye’de 7 milyondan fazla çocuk hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkilenmiş, binlerce çocuk hayatını   kaybetmiş, binlerce çocuk öksüz kalmıştır. Kimlikleri tespit edilemeyen yüzlerce “isimsiz çocuğun” olduğu da bilinmektedir.

“Çoğul Travma” yaratan deprem afeti, depreme maruz kalanların yanı sıra, toplumun tümünün, depreme maruz kalmadıkları halde, psikolojisini etkilemiş ve ciddi ruhsal travma belirtileri yaşatıyor, bir çoğumuz derin bir yas sürecinden geçiyoruz.

Travmatik yaşantıya bağlı psikolojik etkiler kişiden kişiye değişmekle birlikte, ruhsal sorunların ortaya çıkmasında; deprem sırasında göçük altında kalma, aile yakınlarının veya tanıdık kişilerin yaralanması, aile yakınlarının ve arkadaşlarının ölümü, yaşam alanlarının kaybı, temel ihtiyaçların karşılanamaması gibi durumlar süreci olumsuz yönde etkiler.    

Çocuklar elbette bu olumsuzluklardan en çok etkilenenler… Özellikle de, afet sonrası enkaz kenarında zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalışan depremi bizzat yaşamış çocuklar, afet sonrası başka şehirlere göç etmek zorunda kalmış, ailesini, arkadaşlarını ve alışkın olduğu ortamı kaybetmiş çocuklar, hatta belki anne-babasını ve kardeşlerini kaybetmiş çocuklar büyük ruhsal sorunlar yaşamaktadırlar. Bir de afeti yaşamadığı halde medya aracılığı ile öğrenen, aile bireylerinin ve çevrenin verdiği tepkilerle etkilenen çocuklarda unutmamak gerekmektedir. 

ÇOCUKLARDA DEPREMİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ 

Afet sırasında ve sonrasında en savunmasız olan çocuk ve gençlerin yaşadıkları süreci anlayabilmeleri için özel olarak korunmaya, gelişim dönemlerine göre psikososyal yardım ve desteğe ihtiyaçları vardır. Her çocuk yaşına, cinsiyetine, eğitim durumuna, gelişimine, yaşam deneyimine, sosyal desteğine ve aile ve çevresi ile olan ilişkilerine göre yaşadığı olaya farklı tepkiler verebilir ve farklı seviyede etkilenebilir. 

Bu dönemde kabus görme ya da uyuyamama gibi uyku problemleri, iştah azalması,  hareketlilikte artma veya azalma, hiç konuşmama ya da donukluk hali veya tam tersi sürekli olaylarla ilgili sorular sorma ve konuşma ihtiyacı,yalnız kalamama, korku,üzüntü, isyan, öfke, suçluluk ,çaresizlik, utanç duyguları görülebilir. Bazı çocuklarda yeniden altını ıslatma, ağlama ve öfke krizleri, konsantrasyon bozuklukları ve sürekli dikatlilik gibi stres tepkileri yoğun olabilir. Zaman zaman bazı duygular daha baskın hale gelirken bazen birden fazla duygu bir arada yaşanabilir.

TRAVMA

Bir çok zorlayıcı duygunun yoğun yaşanmasına ve kişinin sınırlarını zorlayan bir hal aldığı durumlara ruh sağlığı uzmanları Travma adını vermektedir.

Kayıp yaşadığımızda üzülmek,tehlike altında isek korkmak, travma yaşadıysak kaygı duymamız normaldir.

ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞI NASIL KORUNMALI?

Çocukların etkilendiği ve korktuğu sadece deprem değil, depremin hayatlarında yol açtığı değişiklik, belirsizlik ve sorunlardır da aynı zamanda. 

Deprem ve benzeri doğal afet zamanlarında normal olarak öncelik beslenme, uyku, barınma, ısınma, giyim, hijyen, tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına verilmektedir.

Çocukların öncelikli ihtiyacı ise, kendisinin, ailesinin ve sevdiklerinin güvende olduğunu hissetmektir. Deprem sonrasında çocukların yaşadığı ya da yaşayabileceği olumsuz etkileri olabildiğince azaltmak için, çocukların aileleriyle birarada olmalarına, özellikle ailesini ve yakınlarını depremde kaybetmiş çocukların güvendikleriö tanıdıkları kişilerle birarada olmasına özen gösterilmelidir. Bu süreçte çocuklar, aile ve bakım veren kişilerin fiziksel ve duygusal yakınlığına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyarlar. 

Duyguları, düşünceleri ve davranışları travma sırasında yaşadıkları yoğun korku, kaygı ve stresten dolayı karmakarışıktır. O yüzden aileleleri, arkadaşları, akrabaları, öğretmenleri ve komşuları tarafından kabul edildiklerini ve anlaşıldıklarını hissetmeleri önemlidir.

TRAVMAYLA BAŞ ETME YOLLARI

Çocukların yaşlarına göre dünyayı anlama ve algılama biçimleri farklı olduğundan, afet döneminde yaşadıklarını anlamlandırmakta, verdikleri tepkilerin sebebini fark etmekte ve ifade etmekte zorlanabilirler. Pek çok soruları olabilir ya da hiç soru sormayabilirler. Gerçek ama güven verici bilgiler sunarak, onlara yalnız olmadıkları hissettirilmeli, onlara hazır oldukları kadarını ifade etmelerine saygı gösterilmelidir. Yaşadıklarını anlatmaya zorlanılmamalıdır.


Eğer çocuk konuşma ihtiyacındaysa, deprem anında ne yaptığı, ne düşündüğü, ne hissettiği,şu anda ve gelecekle ilgili ne düşündüğü üzerinde konuşulabilir. Yargılamadan dinlemek ve görüşlerine saygı göstermek, devam etmek istemezse alan tanımak ve isteğine uyum sağlamak güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Zor zamanlarda olumlu deneyimleri ve gözlemleri vurgulamak, paylaşmak, pekiştirmek mücadele gücünü yeniden kazanmak için önemlidir. Çocukla “bugün senin için güzel olan neydi” gibi sorularla bu süreç desteklenebilir. 


Yaşadıkları karşısında sergilediği zorlanmanın normal olduğu vurgulanmalıdır. Fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyguğu zaman, çocuğun izniyle, başını okşamak, sarılmak, omzuna dokunmak gibi güven veren temaslar çocuğun sakinleşmesine, kendini güvende hissetmesine ve duygularını regüle etmesine yardımcı olabilir.

Çocukların korkutucu ve dramatik görsellerden ve olumsuz konuşmalardan uzak tutulmasına özen gösterilmelidir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında kişileri ikaz etmek ve çocukları korumak gerekmekdir.

Çocukları eğlendiren aktiviteler, yaşıtları ile oynanan oyunlar onları günlük kaygılardan uzaklaştırıp, tekrar günlük rutini yakalamasına yardımcı olacaktır.Oyun oynamak, bilmece çözmek, resim yapmak, masal dinlemek, nefes egzersizleri, yemek yapmak, dans etmek, şarkı söylemek, şiir okumak, kahkaha atmak, yürüyüş yapmak gibi etkinlikler çocukların rahatlamasına, kendilerini ifade etmelerine ve duygularını düzenlemelerine yardımcı etkinliklerdir. 

Rutinlerin yeniden yapılanması ve korunması, uyku düzeni, yemek saati, oyun saati gibi aile içindeki kurallar çocuğa normale dönme hissini yeniden kazandırabilir. 

Çocukların duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olabilmenin bir yolu da, diğer insanlara yardımcı olabilme şansı tanınmasıdır. Bağış faaliyetlerine katılma, yardımlaşma ya da oyuncak kardeşliği, mektup arkadaşlığı gibi umut veren, önemsendiğini, unutulmadığını hissettiren etkinliklere katılmaları desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. 

Afet bölgelerindeki derin yaraların sahibi, zorlu süreçlerden geçen cocukların sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam edebilmeleri için psikososyal destek ağlarına ihtiyaçları olacaktır. Acılarını paylaşan, tarafsız onların ve ailelerin yanında olan, çıkarsız, güvenli şefkatle yaklaşım, terkedilmişlik,  çaresizlik duygular azalmasına, travmaların iyileşmesine katkı sağlar ve kişiyi güçlendirir.

Sorunlar zamanla azalmaz, çocukta korku, aşırı endişe, öfke nöbetleri, kendine  ya da baskasına zarar verici davranışlar  görülürse, aile hekiminden, veya çocuk ve gençlik ruh sağlığı uzmanından destek alması sağlanmalıdır.

29.03.2022, Köln

Fırtına geçtikten sonra nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız, nasıl hayatta kaldığınızı da… Ancak bir şey kesindir;  fırtınadan çıktıktan sonra fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız. Haruki Murakami

Kaynaklar:

www.unicef.org/turkiye

1.Zeynep Begüm Şen

Türk Psikologlar Dernegi Bilgilendirme Brosürleri

WHO Dünya Insani Yardım Derneği

Hamidiye Ünal, uzman psikolog, psikoterapist, aile terapisti, 1958 Zonguldak-Kdz Ereğli doğumlu, evli,1980 den bu yana Almanya’ da yaşıyor, 33 yıldır (Therapiezentrum für Folteropfer  Flüchtlingsberatung-Caritas) Köln şehrinde işkence ve organize şiddete maruz kalmış, savaş ve iç savaş yaşamış travmalı mültecilere  psikolojik tedavi ve psikososyal danışma hizmeti sunan kurumda psikoterapist olarak çalışıyor.

Göçmenlerin, mültecilerin psikososyal  ve sağlık  çalışma guruplarında aktif. Bilirkişi, aile, çocuk ve kadın ruh sağlığı, şiddet, yas- matem  gibi konuların yanısıra  alman sağlık çalışanlarına çok kültürlü açılım seminerleri, yurt içi ve yurtdışı kongrelerde sunumları vardır. 

Ayrıca GTP-aktpt  Türkçe konuşan Psikoterapi ve Psikososyal Danışmanlık Derneği kurucu üyesidir.

Picture of Hamidiye Ünal

Hamidiye Ünal

Tüm Yazıları