FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

Diken, sadece bir diken midir? Yoksa aşk mıdır?

Diken, sadece bir diken midir? Yoksa aşk mıdır?

 

Kaktüslerim canlarımdır, aşkımdır onlar benim.

Onlar kimilerine göre sadece dikenli bir bitki. Oysa öyle mi?

Kaktüslere ilgimi çok sevdiğim can dostum, kuzenim Hadice´ye borçluyum. Yaz tatillerimi Halfeti´de teyzemlerde geçirirdim, hala da öyle. 

O zamanlar onların kaktüslere sevgisini bir türlü anlayamazdım. Bu, dikenli bitkiler gereksiz geliyorlardı bana ama teyzemler onlara büyük bir sevgi ile bakardı. 

Tabii o günlerdeki ile şimdiki Helin arasında dağlar kadar fark var; büyüdüm diyelim…

 

Bir yaz tatilinde odadaki kitaplığa takıldı gözüm. Hiç Türkçe kitap okumamıştım. Xece, çoğu sabahlar erkenden kalkıp teyzemin sağdığı taze süt kokusunu içine çeke çeke ve yüzü kaktüslere dönük kitap okurdu. Birgün, ona özenmiş olmalıyım ki, kitaplığa geldim. Kitapların nerdeyse hepsinin arkasını okuyup bir tanesini seçtim ve her gün beş buçukta uyanıp kuzenime eşlik etmeye başladım. Belki geç kalınmış bir karardı ama inanılmaz keyif alıyordum… 

O günden sonra tam bir kitap kurdu oldum desem yalan olmaz. Kuzenim, hiçbir şey söylemeden, sessizce okuyarak kitap okumayı sevdirdi bana. Ve onun kaktüslerine duyduğu sevgi de kaktüs sevmeme vesile oldu. 

Ben de şimdi tıpkı onun gibi nerdeyse her gün severek kitap okuyorum, karşıma dizdiğim kaktüslerime bakıp onlarla konuşuyorum. 

Değiştim de. Eskiden yazın köye gittiğim vakit süslenip püslenip makyaj yapar öyle çıkardım sokağa. Gözümün önündeki gerçeklerle de pek ilgilenmezdim ama o yazdan sonra doğal olmanın, karşılıksız da sevebilmenin ve kendini geliştirmenin ne kadar güzel ve değerli olduğunu anladım.

Aslında kaktüsler düşünüldüğü gibi karşılıksız sevilmiyor. 

Sen onları mutlu oldukları yere koyarsan büyürler, yeşillenirler…

Güneşi severler ama fazla güneş onları yakabilir, lekelenirler.

Güneş olmayan yerde solarlar, ipince sağlıksız büyür, uzarlar.

Sevdikleri yerden alıp başka bir yere koyarsan yabancılık duyup üzülürler, renkleri solar.

Ne az ne de fazla su ister kaktüsler fazla su verirsen çürür. Az su verirsen de kurur.

Ama bunlar yetmez, kaktüsünün çiçek açmasını istiyorsan ona her şeyden çok sevgi vereceksin. Bazılarına saçma gelebilir ama ben buna tüm kalbimle inanıyorum.

Her şeyi tam tamına yaparsanız çiçek açarlar. Öyle bir çiçek açarlar ki bir kere bakan tekrar bakmak ister. Ahmet Kaya türküsünde boşuna dememiş; “üstüne titrediğim kaktüs çiçeğim” diye, gerisini siz düşünün.

O kadar çok kaktüs çeşidi var ki say say bitmez nerdeyse hepsinin çiçeği farklıdır; kocaman, ufacık, rengarenk, renksiz… Hiç bir çiçek bir diğerine benzemez. O dikenli bitki ne yazık ki, yılda sadece bir kere, bahar ya da yaz mevsiminde açar. 

Kaktüs bana sabretmeyi ve sabretmenin değeceğini öğretti.

Bana çiçek açarak teşekkür ediyor kaktüslerim. Benim ödülüm rengarenk ve boy boy çiçekler oluyor. Onları seviyorum, onlar da bana çiçek açıyorlar.

Ben kaktüsleri çok acı çeken ve herkese karşı güvenini kaybeden insanlara benzetiyorum. Kaktüsler kendilerini dikenleri ile korur. Ama içleri saf sudur acıtmaz. Onların yüreğine dokunmanın yolunu bulduğun zaman eşsiz güzellikte çiçekler açarlar.

Güvenini kaybeden insanlar diğer insanlarla arasına bir duvar örer, biraz sivri dilli de olabilir fakat içleri sevgi doludur ve sevgiye açtır. Eğer onların güvenini kazanırsan sevgilerini, saflığını ve güzelliğini sana gösterirler.

Kaktüs sevenler bence hayata yüreği ile bakabilen insanlardır, yaralı insanlara şifa olurlar. Kaktüs sevenler mükemmeliyetçi değildir; eğriyi büğrü olanı da sevebilirler, kusursuzu aramazlar.

Ne demişler: “Kaktüs seven insan iyidir azizim. O kaktüsleri dikenleriyle sevmişse, insanları da kusurlarıyla sever. Kaktüsün dışı ne kadar dikenliyse, içi bir o kadar saftır, yumuşaktır.”

Unutmayın bir dikeni sevebilmek herkesin haddi değildir, o yüzden dikeni seven insanları kırmayın, çokça sevin… Dikeni seven çiçeğine kavuşur.

Picture of Helin Demirel

Helin Demirel

Tüm Yazıları