‘birer kalp bıraktılar bize kırık/ ömrümüzce gözyaşı döktürecek. C. Sıtkı Tarancı’
İçinde koşmak isteyen
yılkı atları
gerçeklerin,
dönüp durdukça
ağırküre’nle
gözlerinin kara’sında
şahlanır
ağır kayıplarınla
,
İnsan unutur mu
unutmak istediğini
unutur bildiği gerçeği
dönüşüp duran zamanla
rüzgârın şahlandığı anılar
yeleleri’nde kaybolur
gri mavi
uzak ufuklarında
.
Ellerimde olsa
toprak bir silgiyle
yılkı atlarından kalan
tozu dumanıyla
gri bir Ah ile
silerdim
Ah ellerimde olsa
mavi bir Ah
,
Böyle öğrettiler bize
bir zaman büyüklerimiz
çocukluğumuz
ellerinde onların
büyü-lendi
istesen de istemesen de,
böyle öğretti
büyüklerimiz bize
yanmaz ruhumuz
ateşle kül olmaz
gömeriz toprağa
toprakla geleni
-çocukluğumuz dahil-
.
-II-
Unutmak mümkün mü
toprağın sildiği-ni
akşamın hüznü
dolunca göz çukurlarımıza
kapanınca ruhumuz
gökyüzüne topraklarla
-istesen de istemesen de-
gelince ayrılık
doğduğun saatlere dönercesine
bir korkuyla
çocuk sesin ağlarken
karanlık ve yalnızlığında
,
bilsen de bilmesen de
sözcükleri-ni
gri bir Ah ile
konuşur içinde
yutkunup dilini
unutup aklını
boğum boğum
yedi düğüm
boğazında tümceler-in
,
Böyle öğrettiler bize
bir zaman büyüklerimiz
yanmaz ruhumuz
ateşle kül olmaz
gömeriz toprağa
toprakla geleni
sessizce
-çocukluğumuz dahil-
.
-III-
Elimde olsa unutturmak
çocukluğunu
hissedince
çocuk kalbinde
bir şekilde yandığını önce
oyuncakları oyunların
yanan kül olan
parlak ateşler içinde
çocukluğundan kalan
yabani ruhun
yılkı atlarının yelelerinde
atlayıp çitlerin üzerinden
koşmak istercesine çayırlarda
bir büyü gibi
uykusunda rüzgârın
büyü-r-sün
,
işte o saat
istenmeyen ateşlerde
yansan da
kül olsan da
her şey her şeye dönüşür-
-se de
mavi bir Ahh’la
ellerimde olsa
gömerdim tüm gerçekleri-ni
büyü-k-lerin
.
Sev-i-nç-i-nan-öz