Merhaba,
Bu kez “Haziranda Ölmek” yerine „Haziranda yaşamak“ desek dedik arkadaşlarla. Hem 21 Haziran da var. Kuzey yarıkürede yaşanacak en uzun gün. Gündönümü. Yaşayan, kıpırdayan birşeyler yapmaya çalıştık. Ama kabul edin ki, öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, bırakın yaşamayı kolumuzu kaldırmakta bile zorlanıyoruz.
Haziran ayı dopdolu. Olaylar, doğumlar, ölümler… Yaz geldi sayılır ama gelemedi bir türlü. Yağmura, sele yenik düşüyoruz. Yağmur olmazsa yakıcı sıcaklara. İklim değişikliği ve atmosferin ısınması insanlardaki saldırganlık duygusunu tetikliyormuş. Şiddet olayları, cinayetler de artıyormuş. Kış gelse demeyelim de…
15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi. İstanbul’dan başlayıp tüm ülkeyi sarsan, fabrikalardan iş elbiseleriyle, tulumlarıyla, yüzlerindeki is ile fırlayan yüzbinlerce işçi. Büyük bir sendikal hareket. Bu yıl hazirana bakınız bir de. Açlıktan, pahalılıktan kırılıyoruz, tüm demokratik haklarımız kısıtlanıyor, çocuklarımız yatağa aç giriyor da, kıpırdayan pek olamıyor. Neredesiniz ey insanlar?
Haziran, büyük şairlerimizin, sanatçılarımızın bizi terkedip gidiverdiği ay. Nazım Hikmet (1936), Hasan İzzettin Dinamo (1989), Ahmet Arif (1991), Kazım Koyuncu (2005)… Ve benim kuşağımın okuduğu ilk devrimci romanın, Ana‘nın yazarı Maksim Gorki (1936).
Femtrak’ın 16. Sayısına ulaştık. Hem de küçücük bir ekiple. Ama yazarlarımız harika. Nefis bir ekip olduk. Yeni katılımlarla genişliyoruz da. Tek eksiğimiz sizlersiniz, okurlarımızın tepkileri. Bize yazsanız, önerilerinizi, eleştirilerinizi söyleseniz. Fotoğraflar, öyküler, şiirler, haberler yollasanız. Bize ne kadar iyi gelir bu alışveriş. Sizinle nefes alırız, kucaklaşırız, mükemmeli yakalamaya çalışırız… Sağlıkla kalın…