Femtrak, bu sayıyla yaz tatiline giriyor. Eylül’e kadar yokuz. Yeni dönemin ilk sayısında sürprizlerle karşılaşacaksınız. Tatil dedik de, tatili nasıl yapacağız bilmiyorum. Önümüzde ciddi ve yoğun bir çalışma dönemi var. TURGUT UYAR’la dolacak yaz aylarımız. Yarışmaya katılan şairlerimizin eserlerini dikkatle okumak, adaletli ve kaliteli seçmeler yapmak, organizasyon, ödül törenine hazırlık… Tüm bunlar dolduracak günlerimizi.
Bu arada çok karşılaştığımız bir soruyu da buraya eklemek istiyorum: “Siz bir kadın dergisisiniz, neden bir kadın şairi değil de Turgut Uyar’ı seçtiniz ödül için?” Bu sorunun yanıtını bu sayıda, Yelda Karataş’ın yazısında bulacaksınız. Doğrusunu isterseniz benim de aklıma takılmadı değil ama sonra düşündüm de şairin kadını erkeği olmaz, şiirin de. Şiir, şiirse şiirdir. Bakalım Yelda ne yazacak.
Haziran, Temmuz ve Ağustos konularını bir sayıda toplamaya çalıştık. … Yazarlarımız büyük bir çaba (yeni söyleyişle performans) göstererek çok sayıda yazı hazırladılar. Ben okuya okuya bitiremedim. Siz de tadını çıkarırsınız umarım. Unutulmaması gereken o kadar çok olay var ki. Ölümler, doğumlar, yaşamımızı etkileyen unutulmaz günler, anılar, süreçler…
Mesela, 15-16 Haziran 1970 büyük işçi direnişi. Genç kuşağın bilmediği, bilse şaşkınlıktan donup kalacağı büyük bir direniş. Benim üniversite yıllarımın ilk büyük heyecanlarından, geleceğe yönelik umudu yüreğimize düşüren unutulmazlardan biri. Ben yaşadıklarımı Femtrak’ın 4. Sayısında, 15-16 Haziran 1970 başlığıyla yazmışım. Bu kez, “eğer 15-16 Haziranlar devam etseydi ne olurdu” diye yazmak istedim, yazamadım. Neden mi? Fazla ütopik olacaktı ve hatta distopik. Hele geçen ay karşılaştığımız seçim sonuçlarından sonra. Galiba bir hazım süresi gerekiyor. Ben şahsen bu sonucu beklememe karşın demek ki öyle bir umut da saklıyormuşum ki içimde, yerlere serildim desem yalan olmayacak. Ama hemen kalktım, üstümü başımı silkeledim, toparlandım elbette. Teslim olmak yok. Özellikle kadınların durması olanaksız, bugüne dek tırmak tırnak kazandığımız hakları sonuna kadar korumak için mücadele etmemiz şart. Erkeklere biraz ayıp olacak ama ben zaten bu dünyayı kadınların değiştireceğine inananlardanım. Bizi sahiplendirecekmiş efendiler. Hele bir deneyin bakalım neler olacak görün.
Evet, bu tatilden sonra eleştirilerinizden de faydalanarak yepyeni bir yüzle çıkmak istiyoruz karşınıza. Bakalım başarabilecek miyiz… Bu son sayımız biraz geç kaldı ama epey yüklü, ancak toparlandık.
Haaa… Bu arada sakın Ağustos ayının ortalarına doğru gerçekleşecek yıldız yağmurlarını kaçırmayın. Dilek tutmak için en uygun zaman. Bir kayan yıldızı kaçırırsanız, diğerini mutlaka yakalarsınız.
Hepinize sağlıklı, eğlenceli ve sevdiklerinizle birarada güzel günler dileriz.