FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

Editörden

Editörden

EDİTÖRDEN

Berin Uyar

 

Bu satırlara başladığım sırada, 6 Şubat depreminin yıldönümüydü. Sokaklar, “Sesimi Duyan Var mı?” diye haykıran insanlarla doldu. Ölüme terkedilen, unutulan, hala çadırlarda ve barakalarda yaşamaya mahkum edilen insanlarla dayanışmasını göstermeye çalışan, yüreği onlarla atan insanlar var iyi ki. Yoksa herşey gibi bu felaket de unutulacak. Sayılarını kesin olarak hiç bilemeyeceğimiz bir insan kaybı. Ege’de günlerdir devam eden depremler nedeniyle de yüreğimiz ağzımızda. Yunanistan koskoca bir adayı, Santorini’yi olası bir volkan patlamasına veya depreme karşı önlem olarak boşalttıyor.  Ölü Deniz’de, bazı sahil kasabalarında deniz metrelerce çekilmiş. Bizim tarafta bir önlem alınıyor mu? Hayır. Politikacılarımız şimdi kimi hangi suçlama ile içeri atalımın hesabını yapmakla meşgul. Dileğim bu belirtiler bir felaketin  göstergeleri olmasın. 

Ocak ayını da bir felaketle bıraktık geride. Bolu’da, Grand Hotel yangınında 78 insanımız yandı, kül oldu. Çok da yaralı var. Ölenlerin çoğu tatilini neşe içinde geçirsin diye ana babası tarafından kayağa getirilen çocuklar. Korkunç bir ihmal bu canlara maloldu. İhmalden sorumlu olan bir tek politikacı bile istifa etmedi. Yine bir kaç görevli suçlanacak. Bu felaket de unutulup gidecek ve biz bir yangın merdiveni bile olmayan otellerde kalmaya devam edeceğiz.

Şubat, cüce Şubat. Ama nelere gebe bilemiyoruz. Geçen hafta yüreğimiz feci bir mahkeme kararı ile baştan başa yarıldı. Hatırlayın. 2020 yılında gencecik bir kadın, Pınar Gültekin vahşice öldürülmüş, katil Cemal Metin’e de ağırlaştırılmış hapis cezası verilmişti. Ne oldu biliyor musunuz? Yargıtay bu kararı bozdu. Gerekçesi: Bu cinayet, CANAVARCA HİSLERLE İŞLENMEMİŞTİR. Kıza tecavüz ediyorsun,  parça parça edip, öldü diye bir kutuya koyuyorsun. Kızın ölmediğini gördüğün halde onu canlı canlı yakıyorsun. Ve bu korkunç işkence canavarca olmuyor. Artık hukuk, mahkemeler… Ne diyeyim bilemiyorum. Tek tesellim, kararın oy birliği ile alınmamış olması. Demek hala insan kalan yargıçlar da var ülkede.

14 Şubat Sevgililer Günü. Kutlayabilecek miyiz bu kadar acıyla bilmem ki. Gerçi benim sevgilim yok ama sevdiğim dostlarıma belki güzel bir şeyler yaparım. Kimbilir. 

Bu sayıda Femtrak yine dopdolu. Neşeli bir sayı yapalım dedik ama olmadı işte. 

Bu sayıda Cemile Çakır’ın ayrıntılı bir çalışmasının ilk bölümünü yayınlıyoruz. Çalışma epey uzun ve doğrusunu isterseniz, James Joyce’nin Ulysses romanını tekrar okuma isteği uyandırdı bende. 

Robotlar ve yapay zeka artık gündemimizden çıkmıyor. Çiçek Çizmeci ve Birnur Akan bu konuyu ele almış. 

Sinefilimiz Neşe Ürel, İran sinemasının bir başyapıtını anlatıyor: Kutsal İncirin Tohumu. Bulduğum an izleyeceğim. 

Bir de “renga” şiirimiz var. Ben duymamıştım bu terimi. Yelda Karataş’ın üç öğrencisi yazmış. Açıklaması da var. Bilmeyen okur diyorum. Güzel öykülerimizle, şiirlerimizle, denemelerimizle karşınızdayız yine.

Şubat kötü geldi iyi gitsin. Bahara yüzümüz gülerek girelim.

Sağlıkla kalın

Not: Deseni Poli Teknik Dergisi’nden aldım