Göğsümde kuş var diyor, oysa haberi yok kendisi kuşun kendisi; hem de zümrüdüanka olanından. Kanatlarının olmadığına da inandıramaz bizi bundan sonra. Bir de hala gülümsüyor, hiçbir şey olmamış gibi kendiyle dalga geçiyor, fotoğraflara hüzünlü değil hınzır hınzır bakış atıyor.
Talihsizliklere, adaletsizliklere, kötülüklere ve düzene inat hep gülümsemeyi ondan öğrendim ben. Benim başıma gelse kendimi toparlayamazdım dediğim ne varsa hepsinden onlarca hikayeyle, bir de gülümsemeyle çıkıyor Berin hocam. Dünya ona ne kadar “Cee, bak bir de bunu yaşa; bakalım hala gülümseyebiliyor musun?” dese de o isyankar gülüşünü, güzel kalbini, özverisini ve ışığını hiç kaybetmiyor. Hem bir amazon kadını kadar savaşçı, hem de bir kuş kadar ince ve zarif.
Femtrak bizi buluşturdu, bana bazen hoca, bazen usta, bazen mentor, bazen arkadaş ama çoğunlukla ilham oldu. Onun hayattaki duruşu, kendini var ediş biçimi, anlatmaktan ve öğretmekten hiç yorulmayışı, en yorgun anında bile hiç bitmeyen enerjisi bana çok hem de çok şey öğretti.
Bu sayıyı ona armağan ettik, yazılarını okumayı da şimdiden özledik aslında. Eminim o da duramıyordur yerinde şimdi, bir an önce sağlığına kavuşup üretmeye devam etmek için can atıyordur; kanatlarını yeniden çırpıp kalplere dokunmak istiyordur. Bu ayın editörlüğünü canımız Yelda hocam yaptı, ben girişi yazdım; son sözü de o söyledi. “Bizim Berin” köşesi Berin Uyar’a sürpriz oldu. Dilerim hep birlikte nice sayılarımız olsun, editörümüz başımızdan hiç eksik olmasın.