
Cennet bahçesinde yenemeyen elmalarla kuşlar ve elma kurtları ziyafet çekiyor. İyilik – kötülük ağacından elmayı yemeye cesaret edemeden bahçeden kaçan insan evladının ise aklı bir hayli karışık. Ölümsüz olduğunu sanan biri kendini yaratan sanıyor, merakın günah olduğuna inanan diğeri mütemadiyen varlığı ile cebelleşiyor…

O elma yenmeseydi durum muhtemelen bundan hallice olurdu. Başka bir deyişle varlığı ile sürekli suçluluk duyan, her merakının ardında günah işlediğini ya da bir ısırık ile her şeyi yapmaya muktedir olduğunu sananlarımızın zihninin bir köşesinde sürekli parlayan kırmızı, sulu ama sinsi bir elma vardır.

”Elmayı ortadan ikiye böldüğümüzde kusursuz simetrisi ile karşımıza çıkan 5 odacıklı çekirdeklerin her biri tamamen yeni ve farklı bir elma ağacının genetik talimatını içerir ve eğer dikilirse anacına sadece üstünkörü bir benzerlik taşıyacak bir ağaç olacaktır.
Aşılama olmasa dünyadaki her elma değişik bir çeşit olurdu ve iyi bir elmanın devam etmesini o belirli ağacın ömrü dışında sağlamak da imkansız olurdu. Elma söz konusu olduğunda, meyve hemen hemen her seferinde ağaçtan uzağa düşer.” diyor. Bu değişkenliğin botanik terimi “heterozigotluk” ve bu özelliği sayesinde elma ağacı nerede yetişirse yetişsin, çekirdeklerinin çeşitliliği sayesinde meyve başına en az beş, ağaç başına en az birkaç bin türde, yeni evinde gelişip serpilebilmesi için gerekli özellikler mutlaka bulunur.” (Açık Radyo Botanitopya ‘Cennetten Düşen Elma’ programından alıntı)

Elma, anlatılanın yanı sıra başka kültürlerde ve mitolojide farklı şeyleri de sembolize eder. Çoğunda ödül olmasına, afrodizyak etkisine, sınırsız yaşam gücüne, doğuma ve gelecek kuşaklara atıfta bulunulur.
Hazır elma mevsimindeyken bol bol yiyelim, keyifle ve iştahla. Birbirine benzemeyen elmaları özellikle seçelim. Yabani bulursanız onu da deneyiniz, endişelenmeyin yerken en çok yüzünüz ekşir. Hatta merak edip ortadan bölün ve çekirdeklerini inceleyin; ağzınıza atın ve lezzetli olmayan buruk bir tat keşfedin.
Kırmızı elma görünce aklınıza ne Adem gelsin, ne Havva ne kötü kalpli cadı, ne naifliğin ölümü, ne prensesin uykusu, ne de günahlar… Aklınıza merakın, tercih etmenin ve değişimle gelen çeşitliliğin keyfi, aşkın hazzı ve isyan ederkenki mücadelenin ödülü gelsin. Elma yerken elmanın tarihini okuyun, görün daha da iştahla yiyeceksiniz.
Ne diyorlar masalların sonunda;
gökten düşmüş üç elma. Biri anlatana, biri dinleyene diğeri de masalın gerçek sahibine…