
sevgili abim,
otuz üç yaşında ölen dayım avukat
Cemil Baranoğlu’nun ardından
“canım çıksın Cemil,” diye bayatı eder annem
dünyanın döndüğüne inancımın sağlaması
dayımdan ayırmadığım seni düşününce ben
“canım çıksın Ahmet abim,” diye bayatı ediyorum
tüm kuşaklar tüm zamanlar için
geniş zamanlı bir olağandışılık yarattın
evvel zamanlarımı anlatmak için
ustam diye tanımlarım seni
insan doğanın eşsizliğiyle gülen
yaratılmışların en umutsuz, en şerefli işçisi sen
dünyalara gerçekler üstü sorular mirası bıraktın
Ankara’dan İstanbul gurbetine
“Sana artık Ahmet Erhan diyorlar,” dizesini tekrarladıkça
semazen gibi döndüğünü hayal ederim
kimsesiziz çığlıkları atıyoruz
kimse kapımızı çalamıyor
yalnızlıktan yoksulluktan konuşuyoruz
üstümüze silah doğruluyor
halkların çektiğini halklar biliyor
salı günleri canını tam yarım asır yakınca
‘karaktersiz gün’ ilan ettin
ben inandım sana
kuşlamalardan okuduğum bildirileri
anlamadığım halde depoladığım kadar
Kumburgaz’a geçtiğimde yakınındaydım nasılsa
“görüşelim,” demiştim
altı ay sonra yanıtlamıştın
“iyi değilim…”
hastalıkların kaynağı sadece bizi olmadık yerlere fırlatan sistem mi
sistemi oluşturan ötekileştirme kültürü mü
sistemin çöplerini omuzlarımızda taşıtan ve hayatları altüst eden enformasyon mu
sistem şairleri hiç sevmez tespiti mi
sistem liberal politikaların şemsiyesini açtı tezi mi
sorumlusu az da olsa biz değil miyiz usta
sen bir dağ kartalının gökten gördüğünü yazmadın
bir dağ kartalının dünyalıklarda görüp acı çektiği gözlere sahiptin
yakışıklıydın ıslık çalan dayılarımdan
bir baba için şiirindeki baban babamız oldu
akşamdır dediğin mahallede devrim olasılıkları
mektubumda yazdığım ’yürek kararması’ mutsuzluğu
şimdiki politikalardan yüklendim say abi
arkadaşlarıma haksızlık ediyorsam üzgünüm
birbirimiz için özverilerimiz olamadı
belki kimse kimseyi anlamadı
yazdıklarımız tutuklu
hatırladıklarımı unutuyorum alaca Alacakaranlık Ülke’de
şöyle demişsin o şiirinde:
“Çocuklar, ilk silah sesinde yaşlanacaklarmışçasına
Sıkıca tutuyorlar oyuncaklarını…”
canım abim, faşizm kanseri çürüttü ülkeyi
göğe sorular, bulutlara selam kattım
güngörmemiş mektubuma korkuyla son veririm
yakışıklı kardeşin
levent.