Rotamı değiştiriyorum
Bir kaktüsle burun buruna geliyorum birden
Bir gazoz fabrikasında şişeleri izleyen mavi gözlü o kadın
Şişeler patlayınca kör oldu
Korkuyorum.
Sırtım terli, bir bardak su yok mu avuçlarıma?
Sofada inleyen ev saatine kızgınım nicedir
Her vuruşu düşlerimi incitiyor
Büyümek istemiyor geçmişim
Büyükanneler, kediler ve masanın üstündeki maşrapa
Aynı teraneyi okuyor herkes benim dışımda
Yaşamak kör
Bazen aşk diye ömre ısırgan sürülür
Nedense hepimizin geçmişi bir kimsesizliğe ait
Kan dolu bir nehrin ortasında kürekleri kırık
Bir hikâyenin F tipinde esir gençliğimiz
Birden masadan düşen bardaksız süt
Mekânı hatırlatıyor zamana
Gemi batıyor. Bir çocuk ninnisi kulaklarımda.
Yelda Karataş