
Dudaklarım kuru, gözlerim yaşlı sana bakarken. Ya duymazsam basınçtan – senin sesini. Nefes almayı bıraktım. Üşütük ürperme arası bir şey, bacak kaslarımı bile hissediyorum.
duruşum nasıl
sesini duymalıyım
beni sevdiğini
Sabahın ilk ışıkları gök bilmem kaç mavi, serin ama sıcak seninle, yüzüne baktığımda çiçekler uyanıyor uykularından. Sis ve sen her şeyi sarıyorsunuz.
kayboluyorum
cıvıltılar bile var
hafifliyorum
Kusursuz sandığım her şey seninmiş. Cesur ve nazlı birini seversin sen. Işıkların var dallardan yüzüme vuran. Dalgaların hem deli hoyrat hem buz sıcağı. Köklerini bazenleri görebiliyorum. Şu ansa ya ağlıyorsun ya saçlarımı yıkıyorsun.
kaç renk var içinde
ıslak mısın kuru mu
doğa ana kadını
Ateşin çıtırtı sesi en huzurlu an bu mudur? Dumanında dans eden peri kızları. Islık çalıyor tüm yıldızlar duyuyorum, dümeninde bensem hayatımın “evraka” buldum yuvamı sana geliyorum.
tanıdım seni
yansıması gölgenin
gizli bir ses
Çamın büyüleyici kokusunu daha önce aldın mı dersin? Bir şifalı su var orada sence sen görün mü dersin? Daha demin bi kıymık battı tabanıma, canın benim kadar yandı mı? Sevgi benim derdimse senin de kederin olur mu, ha ne dersin?
suya dalmak
daha kabul şimdi
son bir nefes ver
Gece ayaz iskemlenin bir ayağı sotede. Ha düştüm düşeceğim derin kara gözlerine. Öyle sır ki fısıldıyor masadaki çiçek bile. Parmak uçlarımız üzerimizde geziniyor. O kadar his var ki içimde sana bir şarkı daha yazasım geliyor.
gökteki kuşlar
tepedeki ay’ı söylerim
hepsinde sen var…
CEVŞEN MERCAN