FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

Hıdırellez’den Dile Ne Dilersen

Hıdırellez’den Dile Ne Dilersen

Benim çocukluğumda Hıdırellez gecesi teyzem dileklerimizi kağıda yazar  balkonda varsa gülün yoksa sardunyaların dallarına bağlar, toprağına gömerdi. Derdi ki, “Hızır Baba gece gelecek, gerçekleştireceği dilekleri toplayacak.” Sabah ilk işim büyük bir heyecanla dileklerden geriye kalan var mı diye bakmak olurdu. Hiç kalmazdı.

Noel Babası olan arkadaşlarım gibi benim de artık bir Hızır Babam vardı. Gerçekleşmesi değil önemli olan dileklerimi kabul etmesiydi. Bizim ailede ‘Dede’ hatta erkek akraba bile yoktu.  Çok şükür babam vardı ama o da çoğunlukla  uzaktaydı. Edirne‘den gelen Çingene Amazon Kadınlar Kulübü‘ydük. Ondan mıdır yoksa Noel Baba biraz da dedeyi andırdığı için midir bilinmez Hızır’ın da dede olacağını düşünürdüm.

Büyüdükçe Noel Baba‘nın genç ve yakışıklı hallerini gördüm. Geyiklerin çektiği kızağında saçı sakalı savrularak uçan pamuk dede imajı yerini yavaş yavaş pelerinli atlı prense bıraktı. Hıdır ise benim için hala gece dileklerler dileyip yattığım ama hiç göremediğim hep beklediğim; dileklerimi soran, iyilik dağıtan, sıkıntıların geride kaldığını müjdeleyen, bereket ve mutluluk getiren bir kahramandı. Ta ki Hıdırellez’in doğa anne ile olan ilişkisini anlayana dek. Bir gelenekten kendi mitimi yaratana dek.

Bu sabah daha dün arılara ziyafet veren elma ağacının çiçeklerinin solduğunu ve elma olmak için hazırlıklara başladığına şahit olana dek. Değişim devamlılığın şartıydı, hiç bir şey sonsuza kadar kalmıyordu ve hiç bir şey sonsuza kadar ölmüyordu. Yok olan aslında hiç unutulmuyordu. Yaşamak ve yaşatmak asıl olandı. Kucakladıklarını yaşatmak için yardıma ihtiyacı olsa da doğa ana belirleyiciydi, yön veren ve iyileştirendi, yeniden tasarlayandı, kendi başına yeterince büyüktü.

 

Aileden kim dilekleri yazarsa yazsın Hızır sadece teyzemin balkonundakileri toplamaya gitti. Hatta bir kaç kere dileklerimiz bile gerçekleşti. Büyüdükçe balkona gelen gidenin Hızır Baba değil de hızır gibi yetişen ailenin kadınları olduğunu idrak etsek de dilemekten ve umut etmekten hiç vazgeçmedik. Ancak geleneği sürdüren teyzem pandemide keyifsizdi. İş başa düştü, eski bezlerden çaputlar kestim, düzgün olmaması için özen gösterdim ne de olsa önemli olan niyetti. Üzerlerine yazdım ve çizdim. Öncelikle sağlık herkesin dileğiydi, Covid 19 gitsindi.

 

Bu sene ise baktım pandemi bile öyle ya da böyle  gidiyor ya da bitiyor; ‚bitsin – gitsin‘ listesinin en gitmeyenlerini sardım çaputlara onları astım budanmış gül ağacına.

Sabah çaputların düğümlerin teker teker kendim çözdüm. Kahramanı beklemekten bıkmıştım, geldiğine inanmak değil nasıl gerçekleştireceğim önemliydi. Geriye gül ağacının dallarında sonraki Hıdırellezlere aktarılacak bir hikaye, çocuksu bir neşe ve biraz da kadın eli değmiş bir iksir bıraktım…

Picture of Ilgın Erarslan Yanmaz

Ilgın Erarslan Yanmaz

Tüm Yazıları