
KARANLIK MADDE:
a
ş
k
Ortasında odanın
iki farklı dildeydi
zaman
,
dikilmiş
boşluğunda
Yaratılış sütunlarından
sarılmaya hazır
şimdiye
.
.
.
İki farklı dildeydi
zaman
vurunca
güzelliği sesi
sarınca etrafı
yerçekimsiz aynasıyla
fısılda lütfen
kulağıma
:
-güzel, çok
güzelll
.
.
.
Tam zamanıydı
ortasında odanın
iki farklı dil
sözcüksüz sarıldığında
elleri ekvatora yakın
yerçekimsiz. aynasında
dönmeye başlayan
dünyalarıyla
,
çekilince uzaklar
çok uzaklar-a
yol almışçasına
zaman
genişledikçe evreninde
karanlık
.
.
daha karanlık
.
.
Geride kalınca
hafif ışıklı yıldızlar
uzak gezegenler-e
çekilince
çok uzaklara varlığımız
,
genişleyen bir yakınlık
hissiyle
kalbimiz-de
yerleşik bir yaşama
yeni geçmişçesine
orada
o-zamanda
sıcak ve darlaşmış
hep ve daim olanın
hapsedilmişçesine içine
.
.
Ortasında odanın
iki farklı dil
zaman
vurunca
güzelliğin-in sesiyle
fısılda lütfen
kulağıma
:
– konuş,
lütfen konuş!
mavi halkalarınla
yerçekimsiz
gözlerimiz-in
karanlığı-
-nda
.
.
Sev-i-nç-i-nan-öz