
Acıya kapattılar insanı
Biz açtık. Gördük kışın açan çiçekleri
Aldanan derler onlara her bir yüzyılda güneşe sıcağa ve yalana kanan.
Ak ya da kızıl olabilir
Dağların bin türlü hali var. Mor bakar inanmazsın
Delidir dağlar
Işık kırılır. Renk değişir. Çerçevesini kıran bir tablo
Güneş dışarı çıkar
İki belik akar taşlara vura vura başını
Ters yüzer balıklar gibi bazı umutlar
O sularda yıkanır yolunu bilen kadınlar kısa saçlı uzun soluklu. Yüreği mavzer
Sevgiyi kapattılar insana
Rahim açıktır. Umudun dölünü beslemeyi unutmadı hiç
Kalbi kırık dalında kekremsi bir erik hala
Dalsız ağaç görmedim deme. Dalın ucunda sabırlı bir filiz.
Vardır!
Peki neden ama sahiden neden
Gözlerini oyuyorlar hep taze baharın
Kız rengi entarilere bağlı dönüyor tarihin kan tekeri
Ve bütün araçlar uçak dahil. Cehenneme çıkıyor
Dişi kalplerin sevince kilitli kapısı. Kaç yüz yıldır
İçeri almıyor duygu adına ne varsa.
Yalanın acısı umuda mı yol açar. Ne büyük yanılgı.
İnsan körleşebilir bazen
Ama aşk öncelikle baharın gözünü açar
Öyle işte güneş doğar, ay batar. Hikâye ip atlar. Çocukluğuna ağlar
Diş kırılır. Kan çoğalır. Bir yerlerde kendini hep hatırlatan bir sızı.
Kalır mı bilinmez taşı deldikçe su çeşme kırılır bazen
Tükürükle silerler yarayı. Akşam baban görmesin için
Gözyaşları içe akar. Gizlenir.
Birleri kalbini açar. İnanılır
Evrenin atlıları koşar, içlerinde memeleri kesik umutlar kılıç sallar
Yazmaz nedense hiçbir kalem tarihin dişi kitabına ilk resmi yapanın ellerini
Kaderini de!
Bildik bilmedik neler olur. ne isyanlar. ne cadılar.
Hiç acılar öğütür hayatın kör eli ana ocağında
Onlar. Acıya kapatadursun yüreklerini.
Biz hala evrenin ruhunda açan o kış papatyası
Yelda Karataş
Duygularımı Oraya Sakladım, 2024
Scala Yayaınları