Sarı, kırmızı veya yeşil… Kum gibiyse elmanın tadı, yine mi arayayım diğer yarısını? Asırların en renkli yasası? İptal edin evlilikte yası…
Kalbimi senle birleştirip çoğalmak istedim. Ben sabaha kadar bir bebeği emzirip, diğerinin altını sildim, sen rüyanda ne görüyordun hep merak ettim… Ocakta yemeğim, evimde düzenim, işim, gücüm, ilerde emekliliğim…
Herkesten çok seni sevdim.
Yine de kalabalık evde bir kişiydim. Bilemedim niye beni 10 yıl sonra beğenmedin? Göbeğinden tam mı göremedin? Gel dedin geldim, e git dedin gittim… Kendi emeğimde çıtır çıtır yandım. Üşenmedim küllerimin üzerinde dans ettim. Kişiler reşit olsa da sorunlar reşit olmadığı için mi dilinle değil yumruğunla anlattın?
Yaşın kadar dövüş, çok iyi anladım.
Sana teessüf ettiğim her olayın sonunda kendime teşekkür ettim. Altında kaldığım dert kalmayınca, altında olmak istemedim. Sen beni görmeyince ben özümü fark ettim. İyi kötü her günümde hiç gelmedin. Şimdi git, cehennemin dibine git. Orası da kutsal bir yer eminim…
Gücümü sende değil yalnızlığımla keşfettim.
Bir şans daha desen, piyangoyu denerim. Annenin sana ‘yiğidim, aslanım tüm kadınlar sana kurban olsun’ dediği o kişi ben değilim… Ben yiğit kadının ta kendisiyim. Dişi kıvrımlarımdan ötesini hiç mi görmedin? Bundan sonra beni hiç fark etmemeni temenni ederim. Yokluğumla baş başa kal çünkü varlığımla tamamlanmak istemedin.
Ben vallahi çok iyiyim. Sürü gibi alternatifin…
Seçme hakkım var benim. Ne katabileceğine değil; maddi, manevi veya fiziki neyimi kullanabileceğine odaklanan erkekle mücadeledense evime, aşıma, çocuğuma ‘bir kadın başımla’ yetişme çabasını seçtim. Erkek büyüten(!) malum annelere söyleyin, ben kükreyen yavru aslanı sevmedim. Denemesi bedava, sonu fıstıklı helva… Evliliği evliler meth etsin. Ben iki kişinin mutluğuyla çoğalan ilişkilerdeyim. Ve yalnız sokaktaki sahipsiz kedileri severim.
Ben oldum benim sahibim!