
Ayşe Didem Bayvas
Modigliani’nin ölümünden hemen sonra karnındaki bebeği ile intihar eden karısı bilinir ancak ilk büyük aşkı pek yazılıp çizilmez.
Rus şair Anna Akhmatova ile 1910’da tanıştıkları zaman Modigliani 26, Anna 21 yaşındaydı. Stüdyoları aynı binadaydı. Anna, çok güzeldi ve yeni evliydi.

Balayınızda bir ilişki başlatmak ancak Montparnasse’nin özgür düşünen bohemleri arasında rahatsız edici değildi. Uzun boylu, koyu saçlı, zarif bir kartal burnu olan Anna Akhmatova, 1910’da Paris’e vardığında entelektüel toplumda ilgiyle karşılandı ancak kimse 24 yaşındaki Modigliani kadar ona aşık olmadı.
Kocası iş toplantılarındayken parkta yürüyüşe çıkarlardı, biri şiir yazar diğeri çizim yapardı. Bir süre sonra Anna, St. Petersburg’a geri döndü. Ateşli mektuplarla süren ilişki Anna’nın bir yıl sonra geri dönmesiyle bir süre daha devam ettiyse de Modigliani’nin uyuşturucu ve depresyona doğru düşüşe geçmesine neden olacak şekilde, bu sefer temelli olarak tekrar ayrıldılar.

“Sen ve ben acıdan bir dağız,
sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız.” diye yazdı sonra…
Modigliani erken öldü ama Akhmatova da iyi şeyler yaşamadı. İlk kocası Stalin’i eleştirdiği için idam edildi, oğulları hapsedildi ve ikinci kocası sürgüne gönderildi. Sovyet rejimi altında sürekli zulüm gördü.

Günümüzde çok tanınan şiirleri ölümünden önceki son yıllarda iki kez Nobel Ödülü’ne aday gösterildi.
Anna 1966 yılında bugün hayata veda ettiğinde 77 yaşındaydı.
Not: Bu yazıyı, Ayşe Bayvas ile İki Kelam sayfasından aldık