FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

MUTLU DEĞİLİM AMA KAHRIMDAN DA ÖLMÜYORUM

MUTLU DEĞİLİM AMA KAHRIMDAN DA ÖLMÜYORUM

 

Yazının başlığından da anlaşılacağı gibi bu bir kadın serzenişini ve hayatının özetini işaret eden, sonra da geleceği için alacağı kararlara umut olan adı. Oyun günümüzde maruz kaldığı sosyopolitik, kültürel ve ekonomik zorluklar içindeki kadının var olma mücadelesini zarafetle anlamlı kılıyor.

Malum, her gün şahit olduğumuz gibi, günümüz dünyasındaki her türlü çatışma ve gerilimde en çok kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Oysa kadınlar var olabilme imkânı buldukları sürece sağduyuları ile toplumda itici bir güç olarak olarak yer alırlar. Özellikle son dönem tiyatro çalışmalarında kadınların aile ve toplum içinde verdikleri yaşam mücadelesini, harekete geçme cesaretiyle birlikte yansıtan oyunlar sergilenmesini bir kadın olarak ben de gururla izliyorum. Özge Korkmaz’ın yazdığı ve oynadığı, Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği “Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum” işte bu duyguları uyandırıyor.

Bir anlatı tiyatro eseri olan oyunun başkahramanı Hasret. Başta çoğu kadın gibi, yaşamı boyunca hak ettiği ilgi ve takdiri görmemiş biri olarak dekorun arkasında defalarca üzerini değiştiriyor ve her seferinde çaresizce izleyicinin gözünde aradığı onayı bulmaya çalışıyor. Yaşamının aslında başından beri doğru gitmediği izlemi veren asimetrik/çarpık pencereler önünde ve bunun içeriye yansıyan izdüşümü gibi, sınırlanmış, beyaz stilize bir dekorun içinde hayat hikâyesini anlatmaya başlıyor. Alev Topal’ın tasarımını yaptığı ışık, oyunun ritmine ve duygulara başarıyla eşlik ediyor.

Hasret’in bebek oğluna artık ayrı bir odada uyku eğitimi vermeye karar vermesi, onu geçmişe götüren bir hesaplaşmanın düğümünü açıyor. Aslında kendisinin o güne dek hiç yalnız kalmadığını, hayatının iplerini elinde tutamadığını anlamaya başlıyoruz. Hasret henüz çocukken, kocası tarafından terk edilen ve kapı önünde bıraktığı ayakkabıları ile onu hâlâ umutla bekleyen annesi, travmasını kızına miras bırakmış. Hesaplaşmanın içinde yalnızlığıyla baş edemeyen bir anne, evlendikten sonra zamanla duyarsızlaşan bir koca, anneye benzer bir anneanne, kocalarını elde tutmak için türlü çabalara giren mahalleli kadınları dinliyoruz.

Hasret bütün kültürel şartlanmalara, sosyal baskılara ve ezilmeye rağmen, başarısız olmaya mahkûm “geleneksel” denemelerden sıyrılarak hayata tutunmanın yolunu bulmayı başarıyor. Yani mutsuz evet ama ölecek kadar da değil!

Oyunun yönetmeni Berfin Zenderlioğlu’nun başarılı ve sağduyulu rejisi ve oyuncu Özge Korkmaz’ın doğal ve yalın oyunu bu anlatıya çok etkili bir yorum katmış.

 

Yazar: Özge Korkmaz

Yönetmen: Berfin Zenderlioğlu

Oyuncu: Özge Korkmaz

Işık Tasarımı: Alev Topal

Sahne Tasarımı: Serkan Kavurt

Sanat Yönetmeni: Aytekin Atabey

Kostüm: Hilal Polat

Ses-Efekt Tasarımı: Barış Hamarat

Koordinatör: Cansın Asarlı

Yapımcı: Gökhan Gürün

Fotoğraf / Afiş Tasarımı: Emre Yunusoğlu

Afiş Tasarım: Müjde Başkale

 

Picture of Bengi Bugay

Bengi Bugay

Tüm Yazıları