Ateşin, kanın ve ihanetin yüzüyle çok erken tanışan gençliğimin isimsiz kahramanları vardı.
Yiğit sözcüğü, erkek dişi onları anlatır. Yaşamlarını, bembeyaz bir tüy gibi kanlı bir tarihin üzerine esirgemeksizin bıraktılar.
Papatyalarla çizili bir patikadan geçtiler. Her biri Nişaburi kadar, eşsiz ve biricikti.
Geçmiş, katletmesi kolay olsun diye en ağır sıfatları yükledi, isimlerinin önüne. Şimdi, perde aralandıkça, nasıl yalnız bırakıldıklarını biliyoruz.
Onları tanıyamadı bu ülke. Onlar, bu ülkeyi tanıdılar. Bağırlarına bastılar.
Kentin mazgallarından, dağların kervan geçmez koyaklarına ateşi taşıyan bu çocuklar, benim yeniyetmeliğim, olgunluğum ve ömrüm.
Biliyorum ki her acıya bir tanık bulunur. Unutulmasın gerçeğin saf yüzü için.