
SADONUN DESTANI
Aynullah Akça
Her günkü gibi bu sabah da erkenden kalktım. Yarım saatlik sabah jimnastiği, duş, kahvaltı derken saat 10.00 olmuştu. Bilgisayarın başına oturdum. Üye olduğum bir internet edebiyat grubu için Gılgamış destanı üzerine sunum hazırlıyordum. Laptopun kapağını yeni açmıştım ki telefon çaldı. Ekrana baktım, arayan kuzenim Sado’ydu. Messenger üzerinden arıyordu. Sado elli yaşlarında şeytani bir zekaya sahipti. Esprili bir kişiliği vardı. Defalarca düşüp kalkmaktan ağır yaralar almış, sağlığı da dahil çok şeyini kaybetmiş bir insanın pervasızlığıyla hemen her şeyi ve herkesi, başta da kendisini acımasızca alaya alırdı. Ayık olduğu zamanlar şakalarıyla, esprileriyle, başından geçtiğini söylediği komik olaylarla herkesi güldürürdü. Fakat içtiği, hele kafası “dumanlı” olduğu zamanlar, ki istisnasız her akşamki haliydi, yanına yaklaşma. İpe sapa gelmez laflar eder, tipik bir çekilmez, şirret sarhoşa dönüşürdü. Bu yüzden akşamları aradığında kesinlikle açmam. Saat 10.00’a geldiğine göre artık ayılmıştır ümidiyle. Tuşa basıyorum
“Alo, dayı sen misen?”
“Evet benim, günaydın”
“Necesen… dayı?” Sado’nun dili ağzında zor dönüyor. Akşamdan kaldığı belli. Açtığıma pişman oluyorum, ama çaresiz katlanacağım.
“Eyiyem sen necefsen?”
“Men de eyiyem… Ne gayırısan (yapıyorsun)?”
Sado’nun Türkçesi kıt. Daha okul öncesi yaşlardayken halamlar Hollanda’ya göç etmişti, Sado okula orada başlamış. Tabii ki dil olarak da evde konuştukları yarım asır önceki Azericeyi de beraberlerinde götürmüşler. Günümüzdeki yarı Türkçe sözcüklerle sulandırılmış çakma Azerice değil, su katılmamış tertemiz Azerice. Çocukluğuma denk gelen o yıllarda benim de konuştuğum anadilim. Biraz da bu yüzden Sado ile sohbet hoşuma gidiyor. Ben de ona ayak uydurmaya çalışıyorum.
“Destan yazıram”
“Ne destanı… Nuru kişinin nağıllarından (masal) biri mi yoxsa?” Nuru Kişi dediği babası Nuri Enişte. Rahmetli çok güzel masallar anlatırdı, kasabada ilkokula giderken iki yıl onlarda kalmıştım. Televizyon ve radyonun olmadığı o yıllarda tek eğlencemizdi, can kulağıyla dinlerdik.
“Yok, bu tarihi bir destan”
“Adı nedir?”
“Gılgamış Destanı”
“Ne… Ne???” Tabii Sado Gılgamış destanını da duymamış. Birkaç kez tekrar ediyorum, heceliyorum, yine doğru telaffuz edemiyor.
“Neyse boş ver önemli değil,” diyorum. Sado ısrarlı, “Yaz” diyor. Yazıyorum. Kısa bir sessizlik oluyor. Arkasından gıcık bir kahkaha, Sado’yu öksürük nöbeti tutuyor. Boğulacak gibi. Sakinleşmesini bekliyorum. Geçten geç Sado konuşma yeteneğini yeniden kazanıyor.
“Gıl-gamış, Gııl-gamış… Bu adam Azeri miymiş?”
“Yok canım nereden çıkarıyorsun, adam dört bin yıl önce yaşamış bir Sümer kıralı.”
“O zaman adı neden Azerice?”
“Bunu da nereden çıkardın? Bu Sümerce bir isim.”
“Sümerlerin Türk oldukları duymuştum, demek doğruymuş. Baksana krallarının adı da Azerice.”
“Nereden çıkarıyorsun ya… Bırak boşboğazlığı, gevezelik dinlemeye vaktim yok.”
“Ne boşboğazlığı dayı ya… Hele bak adamın adına Gıl (Az.kıl) gamış. Gılgamış al sana temiz Azerice.” Gılgamış’ın da Azericenin de Türkçenin de Sado’nun umurunda olmadığını biliyorum. Maksadı sabah sabah dayısıyla biraz çene çalmak.
“Dayı sen gılgamışı, mılgamışı bırak menim destanımı yaz,” diyor. Ona kısaca destanı anlatıyorum.
“Sado, bu adam şöyle böyle değil, bir şehrin yarı tanrı kıralı. Çok büyük maceralar yaşamış, azgın ejderhalar öldürmüş. Ölümsüzler diyarına gitmiş, dönmüş. Onunkinin yanında sen ve ben destanlara konu olacak ne yaşamışız ki.” Sado kendini topluyor, o ana kadar duymadığım acı, sitemkâr bir tonda, dikte eder gibi tane tane konuşuyor.
“Dayı, diyor, men ömrümün otuz yılını insanlığın en sinsi iki düşmanı olan içki ve uyuşturucu canavarı ile savaşa vermişem. Ama ki yenemedim, hep yenilmişem. Karım, çocuklarım, bacılarım hısım akrabalarım meni terk etti. Mene düşman oldular. Sağlığımı kaybettim. Göğsümde bir pille yaşıyıram, Bundan daha iyi destan mı olar?” Ne diyeceğimi bilemiyorum, içimi nedenini bilemediğim bir suçluluk duygusu kaplıyor.
“Sado…” diyorum yumuşak bir sesle. Ama telefonun karşı ucundan ses gelmiyor. Sado telefonu kapatmış.
Aynullah Akça 17 Ağustos 2022