FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

SHAME-UTANÇ

SHAME-UTANÇ

SHAME-UTANÇ

 

Gülistan Yol

Shame, 3 yıldır Avrupa’yı dolaşan bir fotoğraf sergisi. 

Utanç… Cinsel istismara maruz kalanların baş etmekte en çok zorlandığı duygu. Gisele Pelicot’un mücadelesinde simgeleşen sloganda olduğu gibi “Utancın Tarafını Değiştirmek” isteyen bir sergi.

Serginin diğer adı Avrupa Hikayeleri. Avrupa’nın farklı ülkelerinden 100 cinsel istismar mağduru ile yapılmış bir çalışma. 100 fotoğraf, 100 hayat, 100 çocukluk hikayesi… Ülkeleri, dilleri, dinleri, cinsiyetleri değişen sessizliği, adaletsizliği, yalnızlığı değişmeyen hikayeler. Viv Gordun’un söyledikleri geliyor aklıma “Dünyada ayrımcılığa uğrayan, marjinalleştirilmiş en büyük topluluk.”

Tanıdık yüzler de var sergide. Fransa’dan Mie. Dünya üzerindeki en büyük hayatta kalan örgütü Brave Movement’in aktivistlerinden. Bir diğer tanıdık yüz, Emiliano. Examination of Conscience (Vicdan Muhasebesi) belgeselinden tanıyorum. 

Emiliano yoldaş. Artık aramızda değil. Ağlıyorum… Kardeşi ile İspanya’nın Katolik Kilisesinde, yatılı eğitim alırken din görevlileri tarafından her türlü istismara maruz kalmıştı. Kanserle mücadele ederken, politik mücadelesine de devam etti.  Kilise mağdurlarının mücadelesini veren ilk örgüt, Çalınan Çocukluk Derneği’ni kurdu. Çocukken yaşatılanlar nedeniyle dava açtı. Failini buldu, yüzleşti. Ama çoğu zaman olduğu gibi adalet yerini bulmadı. Mücadelesi sırasındaki tepkiler çocukken karşılaştıklarından farklı değildi. Failler bile cezalandırılmayı beklerken, adalet gelmedi. Filmde bir failin söylediği çok çarpıcıydı; “Bir gün gelip beni götürecekler diye bekledim hep ama kimse gelmedi.”

Serginin ilginç taraflarından biri de, projeyi yürüten vakfın kurucusu Guido Flori’nin hayatı. Flori, bir iş insanı. Çocukluğu yazının bu kısmına kadar andığımız kişilerden farklı değil. En travmatik anıları yetiştirme yurdunda kaldığı döneme ait. Flori, hayatında zorlandığı konularla başetme yöntemi olarak mücadeleyi seçmiş. İstismar mağduru, binlerce çocuğu destekliyor. Sadece cinsel istismar konusunda değil, çocuk işçiliği konusunda da büyük projeler yeralıyor. Şizofren bir anneye sahip olma yarasını da yine şizofrenlerle ilgili projeler yaparak sarmaya çalışıyor. 

Kendisi ile birlikte birçok çocuğa cehennem olmuş yetiştirme yurduna geri dönüp anılarıyla yüzleşiyor. Orayı çocuklar için yaşanılabilir bir alana çeviriyor. İsviçre’nin birçok yetiştirme yurdunu çocuklar için yaşanılabilir alanlara dönüştürüyor.

 

Sergi salonu, anılarımız gibi soğuk. Rengi, ışığı, kokusu… Soğuk. Çocukluk dönemi fotoğraflarımız gibi siyah beyaz. Fotoğrafların siyah beyaz olması, soğuk etkisini güçlendiriyor. Soğuğu unutup yüzlerine odaklanıyorum. 

Fotoğrafçı hepsine aynı soruyu sormuş sanki; 

“Farzet ki o şu an karşında…” 

Konuşuyorlar;

Paramparçayım.

Artık bir yetişkinim, kendimi koruyabilirim.

Burada değilim…

Yaptıklarının hesabını vereceksin.

Ben Matthias peki sen kimsin?

Nefret ediyorum senden.

Neden? Neden?…

Seninle bir işim yok artık, hepinize soruyorum; bunu durdurmak için ne zaman harekete geçeceksiniz?

Picture of Gülistan Yol

Gülistan Yol

Tüm Yazıları