FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

UZUN BİR YAZI, ÜSTELİK RESİMSİZ, OKUMALI MI OKUMAMALI MI?

UZUN BİR YAZI, ÜSTELİK RESİMSİZ, OKUMALI MI OKUMAMALI MI?

… Ben sabrı güç öğrendim. Öğrencilerim öğretti. Gönüllü çalışmalarım oldu hala da oluyor. Epilepsi çocuklara da ders verdim. Şizoid öğrencilerim de oldu. Medyada da çalıştım. Gençken benim de ön yargılarım vardı. Onlara sarıldıkça doğru insan olduğuma inandım. Gençlik ve çocukluk, kötü eğitimin ürünüdür. İlk orta ve lisede yasak savar verilen resim ve müzik dersleri ile, sanatla ilişkiniz kurulmasına çalışırlar. Ne komik. Büyüyünce doktor olmanız beklenir. Matematiği bir türlü çözemezsiniz çünkü hız problemlerini hocaların çoğu kendileri de anlamadıkları için ezberletirler. Tıpkı kuantum gibi. Bu sistemde, problemler yok edilerek çözülür, yani çözüm yolu üretilmez. Her türlü ikna bombardımanı altında vicdanınız da insafsızlaşır. Söylemek istediğim budur. Toplumu galeyana getirmeye çalışıyorlar. Uyanık olmak lazım.

Amaçlarından biri idamı yasallaştırmak… Bu yüzyıllar sürecek bir acının başlangıcı demek.

Aşağıdaki yazı, bu anlamda çok değerli. Ben okudum ve paylaşıyorum.

Yelda Karataş

SUÇLULAR

 

Gözlük kullananlar suçlu !

“Baba, okulda biz Hitler’i işliyoruz. İnsanlar nasıl bu kadar aptal olabildi ve onu seçtiler?

“Kolay çözümler vaat ediyordu çünkü!”

“Baba ne demek istiyorsun?”

“Bak, bu böyle işler:

Diyelim ki iktidarı istediğini varsayalım. Öncelikle seni seçen seçmenler gerekiyor. Seni seçmek için bir nedenleri olmalı. En basit neden: Sen onların bir şeyden korkmalarını sağlarsın “.

“Bu nasıl işler baba?”

“. Sen onlara nefret ettikleri ve korktukları bir düşman vermek zorundasın ” Diyelim ki: Gözlük kullananlar. “

“Neden gözlük kullananlar?”

“Bütün suçların % 65’i gözlük kullanan insanlar tarafından işlendiğini biliyor muydun? Ve polis buna karşı hiçbir şey yapmıyor. Aksine, daha da teşvik ediliyorlar sanki!”

“Delilik! Bu konuda ne yapılabilir baba?”

“Ve işte hemen düştün tuzağa. Sen benim rakamların doğru olup olmadığına dair hiçbir şüphe duymadın. Ki ben sadece kafamdan uydurdum bu rakamları.”

“Ah – nasıl kontrol edebilirdim ki?”

“Hitler zamanında zordu bu elbette. Bugün biraz google ile araştırman yeterli. Ya da oturup biraz düşünmen gerekli.

20 ve 30 yaşlardaki gözlük kullanıcıları en kötüleri. Geçenlerde bu gözlük kullananlardan biri küçük bir kızı öldürdü ve bir terapi cezası aldı, ölen kızın anne ve babası kızlarına sahip çıkamadıkları için hapis ile cezalandırıldı!”

“Bu şimdi doğru değil de mi baba?”

“Hayır, bu kesinlikle doğru. Facebook’a bir bak, şu an herkes tarafından paylaşılıyor. Düşünsene bu gerçek olmasa, uydurulmuş olsa, binlerce insan bunu paylaşır mıydı?”

“Puhhhh. Ve biz bu konuda ne yapıyoruz?”

“Paylaşmaya devam edeceğiz, protesto edeceğiz, yollara çıkacağız. Gözlük kullananları hapse atmalıyız ki, kendimizi yeniden güvende hissedelim!”

“Bu bizim ülkemizde mümkün mü?”

“Hangisi daha doğru? Bu tür suçluların haklarını korumak mı, yoksa tüm halkı bunlardan korumak mı? Rende yapılan yerde talaş olur elbet “

“Halk daha önemli, değil mi?”

“Biz bazı yasaları değiştirmek zorunda kalacağız bunu yapmak için. Polisimizin daha fazla güçlenmesi gerekiyor, o zaman biz yine güvende oluruz. Bizi ve özgürlüğümüzü koruyan güçlü bir ele ihtiyacımız var anlıyor musun?”

“Evet, bu mantıklı geliyor.”

Gördün mü? Bu böyle işler. İlkin bir günah keçisi ararsın. Hedef grup çok büyük ya da çok küçük olmamalıdır. Bu gruptaki insanlar tarafından işlenen bir suç bulursun. Her grupta suçlular da vardır. Eğer suç işleyen bulamazsan bir suç icad eder ve tüm insanlar inanana kadar bunu iddia edersin. Sonra “halkın öfkesi”, gelir ve sen buna ses çıkarmazsın. Sonra bir seçim kazanabilir ve yasaları değiştirirsin. Sonunda bu öyle bir noktaya ulaşır ki, seni korumaktan ziyade, sana baskı uygulamaya başlar, fakat sen bunu gözardı etmiştin. Buna otoriter hükümet denir. Nazi Almanya’sında olanlara bir bak, Sovyetler Birliği’nde, Çin’de, vb “

“Peki bunu nasıl önleyebiliriz?”

“Düşünerek oğlum. Her şeye inanmamaktan korkmayarak, her şeyden şüphe duyup sahiliğini araştırarak. Ve sadece acele etmeden düşünerek, fesata karışmayarak. Sonra, gözlük kullananlar tehdit olmaktan aniden çıkarlar.”

“Baba, neden gözlüğünü takmadın?”

 

Davicii Stefanovv

Çeviri: Turgay Uceren

 

Picture of Yelda Karataş

Yelda Karataş

Tüm Yazıları