
Farklı kuşaklardan üç kadının Serra, Sibel ve Özlem’in öyküleri şiddetin farklı boyutlarını ve yüzlerini sergiler. Sibel ile Özlem psikolojik, Serra ise hem psikolojik hem de fiziksel şiddet yaşarlar. Ortak olan her üçünün de bilinçaltının derinliklerinde eril zihniyeti içselleştirmiş olmalarıdır. Bu açıdan her üçünün de yaşadıkları kuşatılmışlıkta kendi payları da büyüktür. Üç kadının öyküleri birbiriyle bütünleşir. Oyuna Yüzleşme” adını verdim, çünkü ataerkil sistemin kuşatması altında olan her üç kadın da kendileriyle yüzleşmeye başladıkları anda suskunluk duvarlarını kırma cesaretini bulurlar.

Ama bu oyun bizlere de kendi yaşamımızla yüzleşme fırsatı veriyor.Doğal kabul ettiğimiz, bu böyledir ne yapalım ki diye geçiştirdiğimiz olguların hiç de doğal olmadığını gösteriyor, kadını kuşatan eril mekanizmaların ardındaki zihniyeti gözler önüne seriyor. Bu açıdan da düşündürücü olduğu kadar tedirgin edici bir yanı da olabilir. Çünkü hepimiz otoriter, baskıcı ve eril bir toplumun insanlarıyız. Bunu özel yaşamdan toplumsal ve politik yaşama kadar yaşamımızın her alanında görüyoruz.Bununla hesaplaşmak pek kolay değil.
Oyun mutlu bir sonla bitmese bile bir umutla biter. Çünkü her üç öyküde de kadınların uyanışı bu ağdan kurtuluşlarına işaret eder. Özlem babasının gerçek yüzünü gördüğü anda uyanır, Sibel’le yolu kesişen Serra hala kocası Mert’i koruyarak ne büyük bir yanlış yaptığının bilincine varır, Sibel ise yaşadıklarını artık geride bırakmıştır. Onları artık yepyeni bir gelecek beklemektedir. Bu açıdan bu kadınların hiç biri kurban değildir.
Yüzleşme pandemi koşullarında uzaktan çalışma yöntemiyle kotarılmış bir oyun. Yönetmen ekibi belgeselci Deniz Şengenç ile Aralık Sahne’nin yöneticisi Onur Gazdağ birlikte aylarca süren verimli bir çalışmanın ürünü. Bu açıdan da oyunun perde arkasının farklı bir öyküsü var. Okuma provaları ve dramaturji benim yönetimimde gelişirken, sahne tasarımı ve sahne çalışmalarını Onur üstlendi, oyunun multimedeal tasarımı, ise Deniz’e ait. Bütün bu çalışmalar sürekli bir duygu ve düşünce alışverişiyle tam anlamıyla kolektif bir yaratıcılıkla gelişti. Bu süreçte hepimiz birbirimizden ve karakterlerimize can veren oyuncularımızdan çok şey öğrendik.

Gerçek yaşam öykülerinden bir montajı içeren bu oyun çok gerçekçi ve doğal bir oyunculuğu koşulluyor. Sahne tasarımında ise tam tersine her şeyi kontrol altında tutan erkin gözü, kadınları kıskaç altına alan erkek sesleri, kadınların nasıl bir kısır bir döngü içinde olduğunu gösteren dönen, yuvarlak bir platform ve oyunun başında ve sonundaki modern dans performansı somut olanı soyut, metaforik bir düzleme taşıyor.
Yüzleşme Deniz Şengenç’le birlikte geliştirdiğim ve çok değerli oyuncuların katıldığı Anlatılamayan Öyküler, 7 Kadın adlı dijital tiyatro projemizin bir uzantısı. Ankara Cermodern’de sergilenen Anlatılamayan Öyküler sergisini ve Yüzleşme’yi Uluslararası İstanbul Festivali’nde de izleme fırsatını yakalayacağız.
“Yüzleşme”
Süre: Tek perde, 80 dakika
Yazar: Zehra İpşiroğlu
Yönetmen: Zehra İpşiroğlu, Deniz Şengenç, Onur Gazdağ
Oyuncular: Arzum Gökçe, Başak Vural, Aylin Saraç
Dans: Dilara Umay Koyuncu
Prodüksiyon: Mareliber
Yardımcı Yönetmen: Berfin Kaya
Videolar: Deniz Şengenç
Sanat Yönetmeni: Onur Gazdağ
Ses Düzenleme: İsmail Hakkı Hafız
Afiş Tasarımı: Janet Eke
Işık: Ömer Matei
Asistan: Kerim Can Kara