
O kadar yakındım ki
.
.
.
Gözlerin çok yakınım-dı
kirpiklerim dibinde
kirpiklerin ile sarılmışken
boynunda kollarım
zamanın
benim şimdi
,
Nefesin çok yakınım-dı
içimin dibinde
kulağım sarılmışken sesinle
rüzgârının fısıltısı
benden yana
zamanın
benim işte
.
Kalbin çok yakınım-dı
şurada’tıyordu
diyen göğsün üzerinde
parmakları imkansızlığın
dokunup her an’a
benimsin işte
.
Sesin çok yakınım-dı
yetişemese de
sonsuzluğuna kalbin
boğazında aşkın titreyen dili
evet söyle şimdi
zaman
kimin sevgilim
.
-II-
Gözlerin o kadar ki
yakınımdaydı bir zaman
yakınlık yalan sevgilim
uzaklar içinde senin
sislerin içinde
el yordamı bulduğum
zaman
artık kimsesiz bil ki
Sözlerin o kadar ki
sessizdi bir zaman
bulutlarını almış koynuna ufkun
hece hece kapalı ve yağmurlu
konuşmaları vaat eden
dudakları-n
giden o gemiler içinde suskun
kürekçileri el sallamaz
yelkenleri rüzgâr’sız
güneşi sıcak’sız
inip çıkar ikircikli
dalgaların bir ucundan
diğer ucuna
yorgun argın
dört odalı kalbimin
vuruşuna mâni
yaklaşan zaman
yokluğun
,
uzaklar yalan sevgilim
yakınlık
içimde benim
dudakları’m ’ucunda bir söz
çaresi nedir özlemenin