ZAMAN
Zaman, göğün resmini bozuk çizen hatıra
Gönül iskelesinde bir Eylül vakti
Kimin yoldaşı bilinmez unutulan da unutan
Hazzın merdivenlerini hızla inip
Yokluğun kapısında aşk sorar
Elleri hiç bulaşmamış yalanın gerçeğine
Hiç canlı öldürmemiş yüreği
Gözleri görmez ama kokuları renginden tanır
Sesleri suskunluğundan
Zaman bir şair düz yazıyı yitirmiş
Gemisine sadık bir kaptan yüreği ezik
Gelecekten taşır geçmişin hayaletini
Karşı komşuda saat çalıyor. Vakti gelmiş ama neyin?
Gülümsüyorum.
Evrenin ölçüsüzlüğüne ömrümü veriyorum
Susar mısın ey saniye!
Yelda Karataş