2015 yılında yine zeytinciliği tehdit eden bir yasal düzenleme çabası büyük tepki toplamıştı. Mimar Sinan Üniversitesi eski mezunları olan bizler bu konuya dikkatleri çekmek için bir sergi açmıştık.
Resim, o sergiye katıldığım işim, zeytin köklerinden alınmış plak kök kaplama üzerine soft pastel tekniği ile yapılmış ‘’ KÖK’’ isimli çalışmam 100×105
Yazı ise, Sergimizin hazırlığı sırasında yazdığım yazı. Sonra kısaltarak kataloğa almıştık.
Her ikisi de güncelliklerini koruyorlar. Zeytinliklerimize yönelik saldırılar bitmiyor, tükenmiyor ne yazık ki.
ZEYTİN…DAİMA !…
Evet, sergimizin adı bu… Daima diyoruz, çünkü; zeytin, bu coğrafyanın kadim ağacı ve meyvesi…
İnsanlık kadar eski… Efsanelerden, mitolojilerden süzülerek insanla birlikte yapmış yolculuğunu…İnsan var oldukça da yanında yeri olacak.
Soframızda, sağlığımızda, ekonomide yer almakla kalmamış, kültürümüzde, ,öğretilerimizde, dinlerimizde, simgelerimizde her daim var olmuş.
Latince, “Olea prima omnium arborum est..” deyimi, efsanevi bir gerçeği açıklar.
’Zeytin, bütün ağaçların ilkidir’’ ‘
Tanrıça Athena’nın simgelerinden biri, sanatın sembolü gördüğümüz baykuş, bir diğeri ise zeytin…
*Hz. Adem ölürken, oğlu Şit’in ağzına, cennetin bahçesinden aldığı üç tohumu verir. Ölümünden sonra, gömüldüğü yerde biten üç kutsal ağaç, sedir, servi ve zeytindir.
*Nuh Peygamber, tufanın bitişini onunla anlamış. Gemisinden yolladığı güvercin, ağzında bir zeytin dalı ile dönünce… Zeytin dalının, ümidin, bolluğun, esenliğin, barışın simgesi sayılması bu efsaneye bağlanmış. Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise, ölümsüzlüğü tanımlamış o günden bu yana…
*Eski Mısır’da, Roma uygarlığında, Antik Yunan’da, Anadolu Uygarlıklarında, Mezopotamya’da, tüm Akdeniz coğrafyasında zeytin hep kutsal. Her daim ölümsüz…
*Bilinen ilk zeytin tarlası M.Ö. 6000 li yıllara ait ve Suriye’de bulunmuş. Mezopotamya, Filistin ve Suriye üçgeninde islah edilip, daha sonra, Güney ve Batı Anadolu, Kıbrıs, Girit ve Yunanistan üzerinden batıya yayıldığı bilinmekte.
*Mısır’da, Tanrıça İsis’in meyvesi, tanrısal erdemlerin, adaletin ve zeytinyağı ile, .aydınlanmanın simgesi
*Roma’da, Tanrıça Minerva’nın Roma’lılara hediyesi …Adaleti, barışı ve onurlandırmayı sembolize ediyor… O denli değerli ki, zeytin ağacı dikenler, askerlik yükümlülüğünden af edilirlermiş.
*Antik Yunan’da tanrılar meclisi toplanır, bir yarışma düzenlenir. Kente en değerli armağanı veren tanrı, Atina’nın koruyucu tanrısı olacaktır. Akıl, bilim ve sanat tanrıçası Athena’nın hediyesi, bir zeytin dalıdır. Bu ağaç büyüyüp yüz yıllarca yaşayacaktır. Ağacın meyvesinden, lezzetli yemekler hazırlanmasına yardımcı olacak sağlıklı bir sıvı elde edilecektir. Bu sıvı yaraları iyileştirecek, geceleri aydınlık saçacak, sıcak havalarda gölgesiyle insanları kucaklayacak, odunuyla onları ısıtacaktır. Yarışın galibi Athena olur. Ağaç Akropolis’e dikilir.
Barışın sembolü zeytin ağacı yerleşik kültürün ve bereketin de temsilcisi olmuştur artık. Bekareti ve arılığı da temsil eder zeytin. O denli ki, bakireler dışında hiç kimse hasadı yapamaz…
*En önemlisi de ZEYTİNİ KORUYAN İLK KANUNLAR Antik Yunan’da düzenlenmiştir. Zeytin ağacını kesen cezalandırılır.
*Örnekleri, imkan olsa tüm Akdeniz uygarlıkları için çoğaltabiliriz. Ama şu önemli notu da kaydetmeden bitiremeyiz bu anlatımı.Tüm kutsal kitaplarda; Eski Ahit’de, Hakimler Kitabında, Tevrat’da, İncil’de ve Kuran-ı Kerim’de zeytinin adı geçer ve kutsal sayılır.
Bütün bu kültürel geçmişin ışığında biz, İDGSA 80’Lİ sanatçılar olarak sormak istiyoruz: Neden son yıllarda, teşvik edileceği yerde, rant uğruna, yanlış politik hedefler uğruna Ege kıyılarımızda zeytin katliamı yapılıyor?
İnsana dair tüm birikimlerin yanında olan biz sanatçılar, bu kadar emekle yetiştirilen, işlenen, insanlığın kader birliği ettiği bu ağaca sahip çıkmak, yaşanan acılara dikkat çekmek zorundayız. Bu nedenle de ‘’ZEYTİN…DAİMA !…’’ diyoruz.
