FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

ZÜLEYHA’NIN YUSUF’U (YUSUF İLE MENOFİS)

ZÜLEYHA’NIN YUSUF’U (YUSUF İLE MENOFİS)

Yazar kadrosunda yer almaktan onur duyduğum FEMTRAK Dergisi’nin Nisan – 2025 sayısı için umut’a ilişkin yazı yazmayı düşündüğümde, kendi kendime konuşmaya başladım. Ülkemde ‘umut’un kırıntısı bile yokken ben nasıl yazı yazacaktım.

Çok eski yıllarda Ankara Çağdaş Sahne’de ve daha sonra Ankara Sanat Tiyatrosu’nda kapalı gişe oynayan Nazım Hikmet Ran’ın kaleme aldığı ‘Yusuf ile Menofis’ isimli Tiyatro oyununu anımsadım.

Bu eser Türkiye’de ilk kez İzlem Yayınları’ndan 1967 yılında yayımlanmıştı.

Nazım Hikmet’in Yusuf Peygamber (1) öyküsünü anlattığı oyunun senaryosu son derece güçlü dramatik yapısı, anlatımındaki doğal akışı, toplum sorunlarına doğru bir perspektiften yaklaşımı ve  politik eleştirilerinin güçlülüğü ilebu efsaneye  farklı bir bakış açısı getirmekteydi.

Aslında Yusuf Züleyha’ya aşık değildi. Züleyha Yusuf’a aşıktı. Yusuf ise bu aşkı kendi geleceğine yatırım olarak kullanmak isteyecekti.

Neden mi?

Züleyha, halkın deyimiyle “bir eli yağda, bir eli balda” bir kadınken Yusuf’un yakışıklılığından başka bir özelliği yoktu.

Saray’ın Hazine sorumlusuyla evli olduğu halde sevdiği erkeğin kendisine ilgi göstermemesi üzerine bu aşkın bedelini ödemek adına Yusuf ‘u zindana attırmıştı.

Yusuf, zindanda kendisiyle zıt bir kişiliği olan Menofis’le karşılaşır. O da tutsaktır ama aynı zamanda kişiliğiyle barışık, mucizeler yaratan iyi bir duvarcı ustasıdır.

Gardiyanlar her gün tutsakları toplu halde kayalıkların olduğu yerlere götürerek taş kırdırırlar. Dinamitlerle parçalanan kaya parçalarını ufak parçalara ayırması için Yusuf’a ağır bir balyoz verirler. Yusuf hırsla balyozu eline alır ve tüm gücüyle kaya parçasına vurur, bir yandan da“tüm nefretimle seni paramparça edeceğim” diye söylenir.

İlk vuruşun kaya parçasında hiçbir etkisi olmaz. İkinci, üçüncü ve dördüncü vuruş derken Yusuf umutsuzluğa düşer ve Balyoz’u bir tarafa fırlatarak yüksek sesle söylenmeye başlar. Gardiyanların, bu tepkisini gördüklerinde ona çok daha ağır ceza vereceklerinin de bilincindedir, fakat yine de umursamaz.

Menofis (AST’ın efsane oyuncularından Yaman Okay canlandırıyordu) Yusuf’un yılgınlığını görünce balyozu yerinden alır ve “biz bu zindanda ölmediğimiz sürece bu kayaları parçalayacağız. Önce tüm gücünü toplayacak sonra balyozu kaldıracak ve hedeflediğin kayaya ‘aşk ile, sevda ile’ vuracaksın. Parçalar yanlara düşünce balyozu bir kez daha kaldırarak aynı şekilde vuracaksın. O zaman yaptığın işten zevk alırsın. Yoksa bu tutsaklık çekilmez, bu yıllar böyle geçmez” diyerek balyozu “tak… tak… tak…” vurarak taşları kırar.

Yusuf, her zamanki vurdumduymazlığını kuşandığı için bu durumu umursamaz, ne yapıp edecek ve bu tutsaklıktan kurtulmanın bir yoluna bakacaktır.

Aradan bir hayli zaman geçtikten sonra o dönemin Mısır hükümdarı bir gece rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görmüş. Yorumcuları ise bu rüyaya bir anlam verememişlerdi.

Bu arada zindanda bulunan Yusuf, son derece isabetli rüya yorumları ile ünlenmişti. Kral onu yorum için saraya çağırır.

Yusuf rüyayı yorumlayarak hükümdara 7 yıl boyunca bolluk, o yılları takip eden 7 yıl boyunca da kıtlık yaşanacağını söyler.

Hükümdar, bu anlatımdan etkilenerek gelecek olan tehlikeleri göz önünde bulundurarak ülke genelinde tüm tarım ürünlerini toplatarak depolara doldurulması ve başına nöbetçi konması görevini Yusuf’a verir.

Saray görevlileri köylere baskın yaparak ülkedeki tüm tarım ürünlerini zorla toplarlar. O yıl köylü tarlasına ekecek tohumluk buğdayı olmadığı için tarlasını ekemez. Bu şekilde kıtlık yılları başlar. Gizli saklı tohum bulup eken köylülere de hasat zamanı sarayın görevlileri tarafından baskın yerler ve ürünlere el konur.

Saray ahalisini soracak olursanız, bu Yusuf tarafından yaratılan suni kıtlık döneminde inanılmaz derecece bolluk ve refah içindedirler.

Yusuf, hükümdar tarafından ödüllendirilmiştir. Bir dediği iki edilmeden yaşamını sürdürmüştür. Daha sonra Hazine sorumlusunun ölmesi nedeniyle dul kalan eşi Züleyha ile evlendiği ve iki erkek çocuklarının olduğu rivayet edilir. Açlıkla ve sefaletle kıvranan halkın acıları umurunda değildir.

Bundan 49 yıl önce izlediğim bu oyundaki taş kırma sahnesini unutamam.

Mutluluk neydi? Parayla, makamla satın alınabilecek bir şey miydi?

Yoksa sanatla uğraşmak mıydı? Menofis’in yaptığı gibi sevdiği ve benimsediği bir işi aşk’la yapmak mıydı?

Üzerimizdeki kara bulutların bir gün yok olup gideceğine ilişkin umutlarımızı yitirmemek miydi?

Yoksa şair’in dediği gibi “Bir inancın yüceliğinde sevdim seni…” (2) diyebilmenin asaletinde miydi?

Sanırım tek ve gerçek anlamda yapabileceğimiz; umutsuzluktan umut yaratmak adına kendimizi motive etmek olmalı diye düşünüyorum.

“Aşk ile sevda ile.”

Züleyha Akın

Dipnotlar ve Kaynaklar:

(1)Hazreti Yusuf ifadesi Tevrat’ta geçtiği için kullandım.

(2) Ünlü Şair Adnan Yücel’in “Yeryüzü Aşkın Yüzü oluncaya dek” isimli unutulmaz şiirinden alınmıştır.

. Hukuk ve Sanat: Nâzım Hikmet Tiyatrosu Yusuf ile Menofis …

. Yusuf ile Menofis, 1976, Çağdaş Sahne, Ankara Yazar: Nazım Hikmet. Yönetmen: Yılmaz Onay.

 . 1989 – 1990 yılları sezonu (AST) Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynamıştır.

 OYUNCULAR – Selçuk ULUERGÜVEN, Serpil İNANÇ, Rutkay AZİZ, Yaman OKAY … Çevre tasarımı: Metin Deniz. Yusuf ile Menofis, 1989-1990 sezonu, AST, Ankara

 . 1998 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu Küçük Sahnede gösterime girmiştir. Levent Ülgen’nin oyunculuğu izleyicileri kendisine hayran bırakmıştı.

Picture of Züleyha Akın

Züleyha Akın

Tüm Yazıları