FEMTRAK – Dünya Dişidir, Dişi Dişlidir.

GİTMEK

GİTMEK

GİTMEK

Kifayet Ceylan

 Gitmek, yüreğinin asılı kalmasıdır terk ettiğin şehirdeki darağacında. Yeni şehrinin de kimliğini yitirmesidir aslında. Bütün levhalarda onun adının yazması, bütün simalarda onun yüzünün belirmesidir. Gitmek, kaçtığın, ama kaçtığından kurtulamadığındır. Gitmek, harabeye dönmüş bir şehri de götürmektir beraberinde. Hep bildiğin sokaklarında yürümektir ardında bıraktığın şehrin. Gitmek, yanına hiçbir şey almadan kendini götürmektir, ama her şeyi ve herkesi de birlikte götürmektir. Gitmek evini, sokağını, komşunu, sevgini hamal gibi taşımaktır her adımda. Yükünün sırça saraya dönüşmesidir gitmek, kırmamak için yürümekten korktuğun yoldur. Gitmek varlığını ararken yok olmaktır aslında, usul usul,  ardına bakmadan gitmek ama her adımda geriye dönüp izlerde kaybolmaktır.  Güvendiğin dağlara kar yağdığını kabullenmektir. Her şeyden vazgeçiştir bir parça. Çığırtkan kızgınlığının, suskun kırgınlığa dönüşmesidir belki de. Haksızlığa başkaldırının en pasif direnişidir gitmek. Sorduğun sorulara, alamadığın her cevabın girdaba dönüştürdüğü fırtınadan kaçıştır. Boşlukta kaybolup, hiçliğe ulaşma isteğidir gitmek.

     Unutamadığın ölümlerin feryadını susturma telaşıdır. Yaşayan ölülerin takibinden kaçıştır İçindeki sızının hiç dinmemesidir, bitmeyen bir ağıt sesi ile kulaklarının sağır olmasıdır. Umutla çıktığın yolda hüsrana uğramaktır. Yüreğindeki ayak izlerine yabancı izlerin karışmasıdır gitmek. Varoluşun zikzakları ile yok oluşun masumiyeti arasındaki bocalamadır. Güven duygusunun bir söz atımı mesafede yok oluşudur gitmek. Belki de zarar vermemek için söylenmiş ufak yalanların toplamının karesi, hayatın gerçeğinden kaçışın kendisidir.

Mücadele ruhunu yitirmektir kimine göre. Kimine göre mücadelenin başlangıcıdır. Zulümlere boyun eğmenin başka bir şekli de olabilir. İnsanlığa duyulan sevdanın henüz konuşulmayan bir dilde anlatımıdır belki de… 

      Söylenmemiş sözleri söyleme isteğidir susarak. Yaşanmamışlıklara duyulan özlemin adıdır bazen. Bencilliktir adı konulmamış. Huzurun gidilen şehirde olabileceği yanılsamasıdır, orada çöreklenmiş ve sinsice beklemede olan görünmez acıların varlığından habersizliktir biraz.

Gitmek, düşlerini bırakma isteğidir, onların, gittiğin şehirde uykularını hançerlemek için pusuya yatacağını düşünmeden. Yediğin darbelerle aldığın yaraların dermansızlığından habersiz, kimseye göstermeden sarma isteğidir. Kırılan onurunun yarattığı iç sızlamalarını bastırma umududur, umudun umutsuzluğa nasıl da hızlı dönüşeceğini aklından bile geçirmeden. Yeni bir pencere açma düşüncesidir, hayatındaki karanlığa inat. Yağmurlu bir havada, güneşin açacağını düşünmek ve yağmur sonrası gökkuşağını görebilme hayalidir, rüzgârın hızla sürüklediği kara bulutları görmezden gelerek.

       Sana acılar sunmuş olan evini, eşyalarını, sokağındaki fidanı, işe giderken bindiğin taksiyi, otobüse kaçar gibi binme telaşını, yolculuk sırasında düşüncelere boğulma duygusunu unutma isteğidir. Tanıdığın tüm yüzlerin arka yüzü olduğunu görmenin kaçışıdır gitmek. Sevdiklerinle içtiğin kahvenin kirlendiğini düşünmendir. Hatırı kalmamış kahveyi içmenin anlamsızlığını aklına yazmandır uzayan zamanlarda. Çıkmaz sokakta kaybolmuşken yol aramandır, kurtulma dürtüsünün yarattığı çırpınıştır. Kör kuyulara düşmenin çaresizliğidir.

     Gidiyorum diyemediğin insanlara sessizce veda etmektir. Kısacası ölümü beklemektir, adını duymadığın yabancı bir şehirde.

Picture of Kifayet Ceylan

Kifayet Ceylan

Tüm Yazıları