
Sonbahar geldi, kış kapımızda.
İnsanlık kan ağlıyor desem abartır mıyım bilmem? Yoksa sadece yüreği ve vicdanı olan insanlık mı demeliyim? Dünyanın gözü önünde bir insanlık suçu işleniyor: Gazze.
İsrail tüm gücüyle bir halkı yok etmek için saldırıyor. Amerika açıkça, Almanya silah vererek ve Arap ülkeleri seyirci kalarak destekliyor bu katliamı.
Dünyanın gözü şu anda SUMUD Filosu’nda. Bir kaç gün önce el konan gemideki İsveçli aktivist Greta Thunberg ve çoğu Türkiye kökenli aktivistler tutuklandı, kötü muameleye maruz kaldıktan sonra sınır dışı edildiler. Şiddet içermeyen ve sadece insani yardım taşıyan ve Gazze’ye karşı yapılan soykırımı dünyaya duyurmak üzere yola çıkan, farklı uluslardan yüzlerce insan ve geminin katıldığı Sumud Filosu yoluna İsrail ordusunun sert müdahalesine rağmen devam ediyor.
Kısaca bir bilgi de paylaşmak istiyorum. “Sumud” kavramı ilk kez 1967 yılında “Altı Gün Savaşları” sırasında Filistin halkının şiddet içermeyen direnişi, kültürel ve toplumsal olarak ayakta kalma hareketi bağlamında kullanılmış. Daha sonra da İsrail ablukalarına karşı bir sivil deniz misyonu olarak kullanılmış.
2010 yılında Türkiye’den aynı misyonla yola çıkan Mavi Marmara gemisi’ne saldıran İsrail 10 aktivisti öldürdü, çok sayıda katılımcı yaralandı.
2011 yılında yine aynı misyonla farklı ülkelerden yola çıkan bir filo, diplomatik baskılar ve İsrail tehditleri nedeniyle Yunanistan’da alıkondu.
2012’de İsveç bandıralı Estelle Gemisi aynı amaçla yola çıktı ama İsrail yine şiddet kullanarak tüm aktivistleri gözaltına aldı.
2018 yılında Norveç, İsveç ve başka ülkelerden de aktivistlerin katıldığı küçük bir filo da şiddet kullanılarak engellendi.
2025 yılında, hala yolda olan, bir bölümü İsrail ordusu tarafından etkisiz hale getirilmiş bulunan Sumud Filosu’dan bazı gemiler bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere denizdeydiler. Bu son filo uluslararası kamuoyundan büyük destek ve katılım aldı.
Kısacası, bugün tüm bu çabaların devamı niteliğinde olan “Küresel Sumud Filosu” büyüklü küçüklü teknelerle günlerdir yolda. Ancak israil’in uyguladığı şiddet an be an büyüyor. Bu sembolik direniş ve destek öyle anlaşılıyor ki, İsrail işgalci soykırım politikasını uyguladığı sürece de, Gazze’ye nefes aldırmak ve İsrail’i geriletmek amacıyla tekrarlanarak Filistin halkına “yalnız değilsiniz” mesajını göndermeye devam edecek.
Ancak, Avrupa ve diğer kıta devletlerinin devreye girmediği, Amerika’nın elini çekmediği, silah tüccarlarının gözünün doymadığı bir ortamda; binlerce çocuk ve kadının katledildiği, Hamas denen dinci terörist örgütün etkisinin devam ettiği ve Netanyahu’nun iktidarda olduğu ve ayrıca insanlık vicdanının her gün daha da yok olduğu bir ortamda Filistin halkının huzura kavuşabilmesi zor görünüyor.
Daha güzel, iç açıcı ve anlamlı yazılarda buluşmak üzere…