
VURDULAR
bir yol ayrımında durdular
korkak hain ve puşttular
sırtlarında padişah hırkası
ellerinde tanrının sopası
fütursuzdular
yol ayrımında durup bir çocuğa kıydılar
bir köşe başında durdular
kin ve nefret doluydular
bir gölge kadar kansız
bir katil kadar canlıydılar
köşe başında durup
anneleri çocuklarından vurdular
bir masa başında durdular
avukat, hakim savcıydılar
cübbeleri ilikli
cepleri elleriydi
elleri kirliydi
adaleti vurdular
bir köşe başında durdular
ahtapot gibiydi kolları
dost görünümlü düşmandılar
bir kirpi kadar kapalıydılar
bir kadını vurdular
bir tarlanın ortasında durdular
başaklar tanelerini sakladı
nergisler gelincikler acıyla sallandılar
kırıp dallarını kökünden
devasa binalar yaptılar
tohumu vurdular
ne varsa dağarcığımızda
hepsini vurdular
beni de vurdular
bizi de vurdular
KİFAYET CEYLAN