Onlara her an en olmadık yerde rastlayabilirsiniz. Aslında onlar size rastlar. Gıcık garsonlar en yaygın görünen komplekslerdir. Masayı geç silme, tepeden bakma, göz kaçırma gibi üstün beceri sandıkları yavan oyunlarla midenizi bulandırarak, ilginizi çekerler.
Yollarda, parklarda, bahçelerde, yazın plajlarda, kışın barlarda, bir zeytinyağı yapışkanlığı ve kayganlığında her türlü kıvırmayla üstünüze üstünüze gelirler. Her tatlıya limon olurlar, dişleriniz kamaşır ‘ ya sabır ‘ çekmekten.
Bu her baharı zemheriye çevirme meraklıları, maydanoz kokusuyla, ağızlarını bir açarlarsa sosyal medyada, cin çarpmış güle dönersiniz. Dikenlerinizi tek tek koparırlar ne kadar kanadığını umursamadan. Kimseyle, el ele ‘yokuş yol’a’ yürümemişlerdir.
Arsız ve kifayetsiz ve hatta muhteris üstelik cahil ruhları kendilerini bile sevmeyi beceremediğinden, üzerinizden, iki mars bir oyun yapmaya kalkarlar.
Mars bir gezegen midir sürrölans nedir bilmeden beş benzemezle 13 el oynamaya kalkarlar.
Bilip bilmedikleri her oyunda çarpık bakışlarıyla ustalık taslarlar.
Hep ofsaytta kalmaktan asla yorulmazlar. Yalana doymaz ruhları da çarpıktır…
Tükürün onlara lütfen. İnsan ve bilumum canlı düşmanı bu donanımsız, zavallı ruhlara acımayın.
Hayatımızı kemiriyorlar çünkü.
Nezaket mi? Onu bir kadın adı bile saymazlar…
Saygısızlığı hiç unutmayan bu ucubelerin insan olma unutkanlıklarını sakın bağışlamayı
Yelda Karataş